24 Şubat 2008 Pazar

Tadında bir pazar../17.02.2008

Günlerin sevgisi olurmu gibi sualleride gezdirsem zihnimde ve anlam karmaşası yaşasamda ben Pazar günlerini sevenlerden değilim diyorum genede..
Ama geçen hafta güzel bir pazardı dışarıda yağan kar ise bunun en güzel tatlandırıcısıydı..
Bu sevilmeyen günü tatlandıran karstan gelenler yazımda bahsettiğim arkadaşım ve iki tane şirinleri..
Arkadaşımın kızının bir önceki gün doğumgünüydü onun için uzun zaman sonra pasta yapmak ise bana bir önceki günden keyifte bıraktı Pazar gününe..
hepsi birleşip bütünleşti mutlu bir sofra+sohbet ve bir çocuğun yüzünden yayılan gülümsemenin hayatımızda tattığımız her şeyi bir tarafa attıracak kadar güzel olduğunun hissedilmesi. Tabi şimdi bu güzel sofradakilerin tariflerinide eklemek lazım izninizle önümüzdeki günlerde ekleyebileceğim ancak.
Ekmeklerin üzerine ilginç bir karışım denedim kendimce gene ve arkadaşım çok beğendi tabi evdekilerde,sonra fotoğraftaki o leziz patatesli görüntü(ismini unuttum,öğreneceğim)ise arkadaşıma ait sağolsun benim için yapıp getirmiş ve birde annesinin yaptığı bizim çok ama çok sevdiğimiz meşhur baklavadanda getirmiş,emine teyzenin bu baklavası çok nefistir ve torunu için yaptığından bizede o gün kısmet oldu.

18 Şubat 2008 Pazartesi

Nimetlerin Baştacı-Ekmek Poğaça

Öncelikle girizgahı özürle açıyorum..
Soframız”ın sahibi Hale adlı arkadaşımızdan çok ama çok özür dilerim tarifi geciktirdiğim için.Çünkü dikkatsizliğimden oldu ben ayın sonu sandım "Bayat Ekmekler"etkinliğini diğerleri gibi,okumuşsamda o an unutmuşum tarihini ve zaman var sandım sağolsun bana gönderdiği maille hatırlattı.
Hatırlattığın için çok ama çok teşekkürler ve tekrardan özürler..

Gelelim bu baş tacı etkinliğe evet sayfada logosunun üstünede yazdım “nimetlerin baş tacı”olan ekmek gerçekten özel bir nimet herkesin kendi yöresine has özel ekmekleri var çeşitleri var say say bitmez yani ekmek hamuru gibi ekmeğin üzerine yazılacak bir yazının hamuruda çok su götürür:)
Ben ise bir gün aklıma gene bir şeyler geldi acabalar derken bu güzel baş tacından bir şeyler yapmaya çalıştım umarım sizlerde tadanlar kadar beğenirsiniz..

Şimdi tarife gelirsek “ekmek poğaça”dersem ne dersiniz?
İlk yayınladım resmini şu sofra resmiyle birlikte herkes tarifi merak ediyordu ve sonunda bu güzel görüntünün tarifi geldi merak edenlere duyurulur..
İlk tepkileri belirteyim kısaca abime verdim sence ne var içinde dedim değişik dedi un yok dedi,kardeşim parçağa(yöresel yemeğimiz)benziyor tadı dedi,anneannem bunda etmi var demiş,sonra görüntüsünü şirin bulanlar ve dayımın oğlu bile yedi çok beğendi biraz yemek seçer ama ondanda not aldık e tabi annemdende geçer not aldık hatta annemle daha değişik hallerinide deniyeceğiz.
Birde tarife geçmeden ufak bir not iletmek istiyorum bu tarifte oynamalar yapıcaktık 1-2 deneme daha yapıcaktık ama benim vakitsizliğim nedeniyle olmadı ben parantez içine yanlarına ufak önerileri vermeye çalışacağım.
Malzemeler:

3 su bardağı bayat ekmek için(iyice ufalanmış-fırınlanmış)(ben 5 su bardağıyla yapmıştım fazla oldu 3’le daha iyi olur)
1 su bardağı ılık süt
Yarım su bardağı eritilmiş tereyağı
2 su bardağı rendelenmiş peynir
2 yumurta

Süslemek için:

Çörekotu
Susam
Doğranmış zeytin
Haşhaş


Yapılışı:

Ekmeklerinizi yoğurma kabınıza alın üzerlerine sırasıyla malzemeleri koyup iyice yoğurun-burada bir parantez açmak istiyorum annemle bir dahaki denememizde biraz ıslatıp bekletmeyi düşünüyorduk sizde ister sütüyle isterseniz az bir suyla ekmeğinizi biraz ıslatıp ta yoğurma işlemine geçebilirsiniz nasıl arzu ederseniz-sonra ceviz büyüklüğünde parçalar yapıp yuvarlayın.yuvarladığınız ekmek-poğaçaları fırın tepsinize dizin üzerlerine yumurta sarısı sürüp istediğiniz süsle süslemeler yapın ve fırına verin.
bu arada sonunda hamurdan biraz büyükçe parça ayırdım onada ufak bir ekmek şekli verdim üzerinide biraz süsleyince oda çok cazip bir görüntü oldu.
Açıkçası süslemek için yazdıklarım şart değil evde ne varsa onlarlada değişik süslmeler yapabilirsiniz.

**açıkçası ben ismine ekmek poğaça dedim ama değişik önerileri olan varsa beklerim.

17 Şubat 2008 Pazar

Limon Kabuklu kek--Çay saati etkinliği/14

Bu arada “defneyle”blogunun sahibi Defnenin güzel davetiyle günlerdir bir türlü yayınlayamadığım keke sıra geldi sonunda.
Defneciğim davetinden çok memnun kaldım sana güzel lezzetlerle kolay gelsin diyorum..

Aslında bu kek olaylı kek desekte olurdu.
Bu keki geçtiğimiz haftalarda birgün anneannemdeyken yaptım,açıkçası anneannemin mutfağındaki kalın kabuklu limonlardır teşvikçilerim.
Çünkü artık son yıllarda limonların kabukları kabuk değilde sanki plastikten bir madde.
Anneannem nerden almışsa artık limonlar hem mis gibi kokuyor hemde kalın kabuklu harikalardı teyzeme dedim ben bunlardan kek yapayım sonra ders arasında geçtim mutfağa başladım kek yapmaya hemde eski usul miksersiz yaptım.
Açıkçası un pütürlenirmi dedim bir an ama baktım hiçte öyle olmadı sadece biraz yumurtaları çırparken kolumun hamlaşmış olduğunu hissettim.
Şimdi olaylı olmasına gelirsek teyzem yaparken bir sürü şey eklemeye çalıştı ben hayır dedim bu ‘limonlu kek’olucak bu seferde piştikten sonra ben fotoğraflarken müdahele etti,mandalinalarla bir şeyler yapmaya çalıştı yok kivi nasıl olurdu gibi bir sürü sözcük sıralarken mandalina kısmında durdurabildim mandalinalı pozların çekimi benden poz veriş halide teyzemden:)

bu teyzemin süslenmiş şirine olmuş limonlu keki
buda benim sade haliyle fotoğrafladığımdan..
Malzemeler:

3 yumurta
2 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
Ve 2 limon kabuğu rendesi

Süslemek için:
Bir sürü fikirler sunan bir adet teyze

Yapılışı:

Yumurtayla şekerleri iyice çırpın beyaz köpük hale gelene kadar,sonra sütü ve yağı ekleyip biraz karıştırın.unu ve kabartma tozunu ekleyin güzelce unu yedirin ve son olarakta rendelediğiniz limon kabuklarını da ekleyip teyzenizin herhangi bir karışımına maruz kalmadan hemen fırına verin.
O gün bize güzel bir tad bıraktı damağımızda sizlerede aynı lezzeti bırakabilmesi dileğiyle..

15 Şubat 2008 Cuma

İki güzel ebe-sobe ve bir aceminin gecikmiş cevabları..


Öncelikle özürle başlamak istiyorum cümlelerime..
Mutfak doktoruna özür borcum var bu konularda acemi olan beni sobelemiş ama ben göremedim bile geçen girince bloguna baktımki ben tarafından sobelenmişim.hemen bir şeyler yazdım ve en kısa zamanda cevablayacağımı haftasonu ancak az vaktim olucaktır deyip bıraktım bugünlere.
Ben tam bu sözcüklerdeyken dünde Aysel abla sobelemiş yani çifte kavrulmuş oldu bu muhabbet hali,ne güzel..

Şimdi öncelikle ilk sobeleyenimiz mutfak doktorunun sorularına acemi biri olarak cevablar vermeye çalışacağım.

Gerçekleşmesini istediğim şeyler;
açıkçası isteklerimin hayal safhasında kalmamasını istiyorum öncelikle,bu yüzden uçuk isteklerede gark olmamaya dikkat ediyorum her ne kadar bungee jumping hayalim olsada:)

--Tabiî ki hazırlandığım sınavı kazanmak inşAllah.
--İyi bir tarihçi olabilmek-akademik anlamdada-bu benim için en en önemli olanlardan şu an hayatımda en önde yer kaplıyor dediklerimden..
--Yapmak istediklerimin içinde kaybolan bir zihin değilde sakince her şeyi yerli yerine koyabilen bir halde görmek istiyorum kendimi..

--Ülkemde anlayışın sadece sözlüklerde geçen bir kelime değilde insana has bir hal olduğunu görmek istiyorum..

--Birgün iyi bir anne olmak önemli benim için,bakıyorumda klişe geliyor artık bu insanlara anlamlandıramıyorum bu hallerini ama bence Annelik başka,kesinlikle!.

Ve canım abimle hayalimizdeki yeri açmak,yıllardır düşündüğümüz mekanı açıp evde arkadaşlarımızla paylaştıklarımızı gene dostlarlada bu sefer herkese kapılarını açmış bir yerde dahada kalabalıkta paylaşmak inşAllah!..


Hemen yapabileceğim halde yapmayı neden beklediğimi bilmediklerim;
--Açıkçası şu an ders çalışmaya kalkmam lazım:)
--Şu an istediklerim kısıtlı alanda,ders çalışmak zorunda olduğum için çengelde denize karşı simitimi ısırıp çay içemiyorum yada emirgandan aylak aylak hisara doğru yürüyemiyorum yada en çok ama en çok özlediklerimden+yapmak istediklerimden olan,arkadaşlarımla uzun uzun sohbetlerimiz gülücüğü bol hallerimizin içinde olamıyorum ama az kaldı inşAllah 4 ay:)

Dünyaya bir daha gelseydim;
--Burasını hiç düşünmüyorum açıkçası uzun ipler yok elimde ilerisine bakamıyorum gerekte yok bu yüzden şimdi yaşıyorum hayattayım tabiî ki memnun olduğum-olmadığım bir sürü şey yaşadım yada yaşayacağım iyisiyle kötüsüyle hayatım işte Zeynebin hayatı..
--Böylede kafi,bir daha böyle bir şey verilirsede gene kabımıza düşen neyse ona razı olmak yaraşır vesselam…


Şimdi sıra Aysel ablanın ebe-sobesine geldi bakalım;

Yapmayı ertelediğimiz kolay şeyler dersek konu çok uzar Aysel abla.
O kadar çoktur ki..

--Açıkçası aklına estiğinde yada yapmak istediğinde bundan kolay kolay vazgeçen biri değilim bu büyüyünce kazandığım bir şeyde değil kendimi bildim bileli böyleydim ki annemde onaylıyor çocukkende böyleymişim bu yüzden ertelenenler fazla değil hayatımda:)
mesela bir şeyi yapmam acil gerektiğinde eğer unutursam bu kötü işte çünkü ertelerken diyorumki 'Zeynep unutursun bak şimdi kalk yap'diyorum kalıyor öyle,cidden uzun zaman unutmuş oluyorum.
Şu sıralar unutmamam gerekenler daha çok not aldıklarım yada almam gerekenler ve birde bir arkadaşıma aylardır göndermem gereken bir cd’yi bir türlü yollayamam bunların içinde en fenası hemde en fena olan.

Benden şimdilik bu kadar bende bu ebe-sobe zincirine bugünlerde benle aynı ağrılarda+sızılarda olan(onun deyimiyle kader arkadaşı:)) Dileği-Tadına Doyamadım-katmak istiyorum izniyle..
Bu arada Mutfak Doktorumuza ve Aysel ablaya incelikleri için tekrardan teşekkürler..


**fotoğraftakileri fransada olan şeymamız getirmişti,kutuyu açtığım zaman resmini çekmiştim yayınlayamamıştım ama bugün yazının konu resmi bu olsun istedim.şeymam bu güzel tatlar için buradan tekrardan teşekkürler..

11 Şubat 2008 Pazartesi

Göbeklicell'im ve Burçaklı toplar

Gecikmiş bir yazı bu aslında,geçen hafta vakitsizlik arasında kaynadı halbuki dayımı kızdırıyordum Pazar günü,görürsün seni nasıl yazacağım blogta diye:)
Bugünde aslında yazamıyacaktım,çünkü dişçiye gitmem ve dişimin çekilmek zorunda kalması hem ağırsı hem dişimin kanaması çok var ona rağmen oturdum elimden geldiğince hazırladım,o ağrı esnasınde ders çalışamıyorum madem yazıyı yayınlayayım istedim.
geçtiğimiz pazar günü anneanneme kahvaltıya göbeklicell’im gel(di)icekti(3 şubat Pazar)yani Dayım olur kendisi.
hemen bir parantez açayım burada,bu ismi ben taktım dayıma benim telefonumda hala böyle kayıtlı,telefon hattı esinlendirdi birazda o ara öyle bir aklıma geldi ve kaldı,işin komiği anneminkinede öyle kaydettim sonra anneme dedim istersen değiştireyim yok böyle iyi dedi.
Biraz bozuluyor ama olsun hem yemesin o kadar çiğköfteleri,kebapları yeğeni olmadan:)

Göbeklicell’ime bir şey yapmak istedim kahvaltıya,ama bende ne vakit var nede hal mecal,son günlerde artık herkes alıştı bu duruma.
Genede ders çalışırken düşündüm pratik ne olmalı birde tatlı olmalı,zaten anneannemler bir sürü lezzet hazırlamıştır dedim ve mutfağa yol aldım.aklımda benim cheesecake için aldığım(hatta stokladığım)burçaklarla bir şey yapmak vardı dolabtada süt var tamamdır deyip yola koyulduk bu nefislik çıktı.
Cidden nefisti yalnız 3 tanecik yiyebildim malum kalabalıktık:)
Malzemeler:

2 subardağı süt
2 çorba kaşığı un
3 çorba kaşığı şeker
Bitter çikolata
2 paket burçak bisküvi
1,5 çay bardağı Damla çikolata
Hindistan cevizi

Yapılışı:

Sütü,unu ve şekeri tencereye koyun ve pişirin.sonra kaynamaya başlayınca altını kapatın.bitter çikolatayı arzu ettiğiniz miktarda koyun ve iyice karıştırın eriyene kadar.sonra yaptığınız bu muhallebiyi soğumaya bırakın.
Hafif ılıkken(hatta soğuğa yakın bir ılıklık olsun)kırılmış bisküvilerin üzerine gezdirin muhallebiyi ve damla çikolatayıda ekleyin.
Elinizle iyice yoğurun karışması için,sonrasında yuvarlayıp Hindistan cevizine bulayın.hepsini böyle yaptıktan sonra buzdolabına koyun.
soğuduktan sonra damla çikolataların sertleşmiş bir şekilde ağza gelmesi çok güzel oluyor.
herkese afiyet olsun.

5 Şubat 2008 Salı

Sonunda Cheesecake yedim ve...

Günlerdir cheesecake cheesecake diye seslerime bütün arkadaşlar şahit olmuşlardır:)
Hatta eve burçak-altınbaşak stokları yapmama rağmen bir türlü yapamadığamada.
Sonunda vakit oldu ve bugün yedim,başarıldı:)
Kardeşlerimle sinemaya gidecektik abime önceden aynen şöyle cümle kurmuştum “abi bak anlaşalım ben muhakkak cheesecake yiyeceğim,aylardır bu anı bekliyorum”.
Açıkçası kendime gülüyorum şu sözlerime gülüyorum:)
Sizlerde gülmekten çekinmeyin durum komedisi gibi oldu ama güzel oldu..



3 film vardı seçeneklerimizde
1.Ulak
2.Fidel’in yüzünden
3.Amerikan gangsteri
Benim gönlüm en çok ulaktan yanaydı,öylede oldu,hemde çok ama çok iyi oldu..
film nasıldı derseniz,bende derim ki…

Hem hiçbirşey deyip çekilir lal olurum,hemde ne kadar kelime varsa,ne kadar bilgi varsa onlarla size bitmeyecek cümleler kurabilirim..


*Poster,ulak filminin web sitesinden alınmıştır.

2 Şubat 2008 Cumartesi

Kahvaltı güzeldir sevdiklerinleyse aladır...

Günlerdir mutfağa giremiyorum halbuki abim telefonda konuştuğumuzda evdeki uzun sofra muhabbetlerini kahvaltı keyiflerini özledim demişti,gelince bol bol yaparız dedi.
ne yazıkki abicim ben sadece haftasonu olabilirim oda belki diyebilmiştim ki zaten öylede oldu.
bugün abimle kahvaltı ettim onun için bir şeylerde yaptım,birde sözü geçmeden olmayacak sabah fotoğrafları bilgisayara yüklerken hani Zeynep abla resimleri ekledinmi bloğa diyen dayımın kopyası olan,birde bizi sabah bol bol güldüren kuzenimdende bahsedemeden geçemiyeceğim.Bu arada abicim peynir için teşekkürler,trakyadan getirmiştide:)Onlara ne yaptığıma gelirsek yani sözün özüne dönersek,bir buluşum gene:)
Bir akşam aklıma düşen ve denesek ne olur dediğim bir lezzet,görüntüsüde nefis oldu tadıda(en azından bana ve evdeki yiyenlere görede öyle).
Sabah sabah eve değişik ve nefis bir koku yaydı ve bunu yaparken mutfakta bir şeyler yapabilmenin zevkine vardırdığı için Allah’a şükrettim durdum..

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...