14 Şubat 2009 Cumartesi

Üzümlü kurabiye denemeleri 1 ve birikenler

Uzunca bir zaman olmuş"boşladım burayı"demek yerine benim asıl cevabım ve yazmam gereken bu.
çünkü ideallerim adına uzun zaman önce start noktasından bir çıktım hala koşmaktayım ve arada yaptıklarımın bazılarını diğerlerinin hızına yetiştirebilmek için kenarda tutabiliyorum onları(örnek:burası ne yazık ki),biliyorum belki iyi yapmıyorum ama o ardından daha fazla efor sarfettiğim idealimi çok ama çok seviyorum!
***
işte girizgahı dilin döndüğünce götürmüşüzdür herhal,uzun zamandır buraya ne birkaç çift kelime birleşkesi ne de bir üretkenlik akıtamayan biri dikkate değecek cümleler sarfedip dostların gönlündeki yerini hala taze tutabiliyordur umarım..
Tijen abla'ya bahsettiğim gibi Fikret kızılok parçası misali "inişlerim çıkışlarım"minvalinde olunca ruh,biraz zamanlamalarım birde üstüne üstlük dil kursum+!f istanbulun başlaması ve arada okumalarımı bitirmemin gerekmesi derken üretkenliğim başka ark'ta akar oldu halbuki ben ne kadar özlemişim hamur yoğurmayı!
bu uzun süre içersinde hamarat anne Dilek'ciğim ve Prenses Papatya ebe sobelerle çok aram olmamasına rağmen sağolsunlar beni birkaç kez ebe sobeye dahil ettiler o günlerde varolan yoğunluklar nedeniyle cevablayamadım onları burada onlardan çok özür dileyerek Dileğin son yaptığı ebe sobeyi cevablayarak tarife geçeceğim.
***
Dilekle geçen günlerde yaptığımız konuşma sonrası mimlenmiş ve oda"Her güne bir Dua"adlı eserden yola çıkmış güzel bir dua yazmış ben ise en en yakın ve de okuduğum zaman bana çok iyi gelen son 15-20 sayfasında olduğum ve finaller nedeniyle okumaları aksattığım ama tam benim kalemim olan 2-3 günde bitmesi ala olan eserden birşeyler yazmak istiyorum.
Cemil Meriç/Jurnal'den;
"İnsanla ilgili her ümit,her teselli,her hayal kutsal" cidden üzerinde durulması gereken ve şiar edinilip yaşamı alacağınız perspektifi size ayarlatan bir cümle olabilir amma velakin kitabın taa ilk başlarında kendi başına mamur ayrı bir cümle vardı ki..
"Yalnızca paylaşılmayan acılar bizi yıkabilir!"
ki yazmaya kalksam kitabta çok altı çizilen yerim var ama bunlar yeteri derecede kalır yoksa ben o tarafın yoğunluğuna girersem çıkışı mümkün olmaz.,burası da uygun değil zati.
şu yukarıdaki cümlelerden sonrada tarif bağlamak belki yersiz absürd olucak ama biz gene de zorlayıp birşeyler yapmaya çalışalım.şu fırınlarda pastanelerde bizim çocukluğumuzdan beri varolan üzümlü kurabiyeler vardır yaa benim için özel kurabiyelerdir onlar çok severim ve bir türlüde evde yapılan onlar gibi olamaz.
bende uzun zamandır benzer denemeler kendimce yapmak istiyordum ama kısmet olmadı ve sonunda bu akşam ilk denememi yaptım ona benzeyen olabilmesi için birkaç şey denedim ve evdekiler beğendi ama bence şekeri biraz daha az olmalı yoksa kıyır kıyır güzel bir tat oldu.

Malzemeler:

200-250 gr.tereyağ
1 çay bardağı irmik
2 çay bardağı kuru üzüm
2 yumurta sarısı
1 kabartma tozu
2,5 çay bardağı toz şeker(yalnız bu biraz tatlı oldu 1 olursa tam kararında olur)
aldığı kadar un

üzeri için:bir adet yumurta sarısı

hazırlanışı:

öncelikle tereyağı yoğurma kabına alın ve iyice oda sıcaklığı denilen yumuşaklığa gelene kadar beklesin.sonra un dışındaki bütün malzemeleri de yoğurma kabına koyun ve iyice özleşene kadar yoğurun.sonra azar azar unu ekleyin çok yumuşak bir kıvam olmasın hafif sert bir kıvama gelince elinizle yuvarlayıp tepsiye dizin sonrasında yumurtası sarısını sürüp fırına verin,yalnız fırının ısınmış olmasına gerek yok tepsiyi fırın soğukken koyup fırını açarsanız daha iyi olur.

not:bu arada tereyağ kullanmayanlar margarinle de yapabilir ama bizde margarin kullanılmadığı içni tereyağla yapıldı kurabiye.

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...