30 Ocak 2010 Cumartesi

Yağmurlu havalar..

Yağmurlu havalar..Bakarsın şöyle içinden bir şey gelmez aslında hazırlanmışsındır kapalı havda hiçbirşey yapmayıp mutsuzluğa gark olmaya.Halbuki bana öyle olmaz severim kapalı havayı gireceksin mutfağa üreteceksin,yada geçeceksin masanın başına yazacaksın karalayacaksın,yada oturucaksın bol bol okuma yapacaksın.Gelsin makaleler gitsin öyküler arada aksın güzel cümleler..
Bu arada okumalar yapılırken güzel bir kek kokusu evi sarsa fena olmuyor,yada mis gibi kırmızı meyvelerin karışımıyla olan bir reçel,yada güzel bir kurabiye?Sonra yanına alsan kurabiye,kek yada ekmek üzerine sürülmüş reçel ve çay devam etsek okumaya..
Geçenlerde böyle günlerden birinde"Eğitim bilimine giriş"sınavına hazırlanıyordum.O ara pasta yapmışım ve meyve açılmıştı biraz frambuaz.O frambuazlara buzluktan biraz böğürtlen,birazda çilek kattım,ufacık tencereye koydum.Sonra üzerine göz kararı yaklaşık biraz şeker ekleyip bir gece beklettim.Ertesi sabahta kaynattım ve kıvamını bulunca ocaktan aldım.Hemen blendırdan geçirdim ama öyle saatlerce değil biraz ve soğumaya bıraktım.O ertesi sabah pazardı kahvaltıya nefis bir reçelimiz daha oldu sanki evimizde reçel eksikliği çokmuşcasına! :)
Evet bu reçeli böyle tattık.Resmen şu an yazın böyle karışık reçeller yapsak diyorum.Annemde geçenlerde karıştırmıştı böyle oda güzeldi ama o böyle kıpkırmızı renkteki meyvelerden ziyade sararmışlıktan nasibini alan meyvelerin reçeli idi.Benim gözdem bu renk reçeller.
Bu arada benim için ilk reçel tecrübesiydi hemde annemde zerre yardım almadan yoksa ben ne yataımda ne reçel yaptım ne de bilirim:))

19 Ocak 2010 Salı

Elmalı&Cevizli Minik Kekler

Elmalı kurabiye sonunda diye diye yaptım.Ama ondan önce yaklaşık nerdeyse 1 ay önce yapılmış çok çok beğenilip aynı hafta 2 kere yapılan ve yazısı bile o zaman yazılıp bir türlü yayınlanamayn kek'e haksızlık etmemek için yayınlamam gerektir.Elmalı kurabiyeler de yakında!
***

Geçtiğimiz çarşamba(23.12.2009)ben çarşamba pazarından,ne zamandır yapmak istediğim elmalı kurabiye için elma aldım.Sonra akşam annem eve elinde bir sürü elma ile geldi ondan sonra ise babam eve elinde bir sürü elma ile geldi ve ev elmadan geçilmez hale geldi!
Açıkçası elmalı kurabiyelerle uğraşacak vaktide pazar günü bulamayınca(27.12.2009)ama illa ki elmalı birşeyler olsun "Eğitim Bilimine Giriş"çalışırken belki çaya eşlik eder yada "Türk Kültür Tarihi"notlarını geçirirken masamda bulunsun gelgitleriyle sabah sabah bu güzle minik kekler çıktı.
Ama hala aklım o elmalı kurabiyelerde yapacağım en en kısa zamanda evdeki elma stoğu bitmeden yapmalıyım çünkü bizim evde o stoğu hızla tüketecekler dolu!
Elmalı&Cevizli minik kekler

2 yumurta
2 Türk kahvesi fincanı şeker
3 adet elma(benim elmalarım çok büyük değildi eğer büyük elma ile yaparsanız 2 de yetebilir)
9 çorba kaşığı süt
3 çorba kaşığı sıvıyağ
1 vanilya
1 kabartma tozu
4 Türk kahve fincanı un
Tarçın
İri kırılmış ceviz içi

Hazırlanışı:

1)Yumurta ve şeker önce düşük ayarda sonra yüksek ayarda olmak üzere krema kıvamına gelene kadar çırpılır.
2)Krema kıvamına gelen karışıma süt ve yağ eklenip tekrar karıştırılır ve azar azar un eklenir.
3)Son olarak vanilya ve kabartma tozunuda ekleyin.
4)Hazır olan kek hamurunuzu eşit şekilde küçük kek kalıplarınıza dağıtın.
6)Elmaları soyun ve küçük küçük doğrayın.
5)Kalıplara pay ettiğiniz kekinizin üzerine rasgele elmaları bölüştürün.Elmaların üzerine elinizle tarçında serpiştirip ceviz içlerinide rasgele dağıtın.
6)Hazır olan keklerinizi fırına verin.

Not:Bu ölçü ile benim 13 adet çıktı keklerim.Ben 6'sına tarçın ekledim diğer 7'sine eklemedim.Tarçın sevmeyenleri de düşünürseniz yada hoşlanmıyorsanız tarçın isteğe göre ekleyebilirsiniz.

17 Ocak 2010 Pazar

Tavuk kıyması ile"Köfteli Bulgur Pilavı"


Bulgur benim için özel, vazgeçilmez bir lezzet.Evde birşeyler olmassa hemen bulgur pilavı yapalım halindeyim, yada anem bugün ne yapsak Dese bulgur pilavı ki anneminde işine gelir çünkü oda aynı şekilde bir bulgur sevgisine Sahib:)

Geçenlerde benim Okulda mırnav mırnav dibimden ayrılmayan Sosyolog adayı "hatun kişi" geldi bize onun Geldiği gün yapmıştık.Açıkçası uzun zamandır diyorum tavuk sevmememe rapmen köftesini seviyorum böyle birşey nasıl olur diyordum ki yapsak tam aldı değil herkesten! Seda beğendi tarif aldı gitmiş hemen evde yapmış ve çok beğenmişler, annemlerde cok cok beğendiler.Bu seferde karıştırmalarım noktasında sınavı gectik bir dahaki seferede Allah kerim!

Malzemeler:

Pilav için:

2 su bardağı bulgur
2 çorba kaşığı sıvıyağ
Tereyağ
2 soğan
1'er tatlı kaşığı Kimyon Kekik Kırmızı Biber
1 tatlı kaşığı toz domates kurusu
4-5 diş sarımsak
3 su bardağı kaynar tavuk suyu
1 su bardağı kaynar su


Tavuk köftesi için:


Yarım kilo tavuk kıyması
2 çay kaşığı tuz
2 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı Kimyon
1 çay kaşığı kekik
1 çay kaşığı Urfa Biberi (İsteğe göre)
1 ufak boy soğan rendelenmiş
Yarım çay bardağı ekmek kurusu (köftelik)

Sotelemek için sıvıyağ

Hazırlanışı:

1) Öncelikle köfte için gereken bütün malzemeleri yoğuraracağınız kaba alın.Yoğurmaya başlayın ve iyice kıvama gelecek şekilde yoğurun.Yoğurma işlemi bitince bir kenara dinlenmeye bırakın.
2) Pilav Soğanı içinde çok çok küçük olmayacak şekilde doğrayın, sarımsağı da doğrayın ve yağda kavurun.
3) Kavurma işlemi bitince baharatları ekleyin ve karıştırın.Ardından bulguru da ekleyin ve biraz kavurun.
4) Bulguru da kavurma işlemi bitince olan kaynar suyu ve tavuk ve suyu ekleyin.Kısık ateşte pişmesini sağlayın.
5) Pilav pişerken köfteleri fındık büyüklüğünde top top yuvarlayın.
6) Tavaya sote için biraz sıvıyağ koyun ve köfteleri de Tavaya dizin.Onları bir güzel soteleyin.
7) Pisen pilavınızın demlenmesini bekleyin.
8) Sotelenmiş köftelerinizi bir kasenin altına Güzelce yerleştirin ve üzerine de demeleniş pilavınızdan koyun.Ardından ters çevirerek servis tabağınıza servis edin.

Not: 1) İSTEYEN pilavın tamamınada karıştırıp servis edebilir.Ama bu şekilde sunumu gözede hitap ediyor ve güzelde oldu.
2) Birde eğer bulgurunuzun cinsi biraz zor pişense kontrol edip gerekirse biraz daha su ekleyebilirsiniz.


6 Ocak 2010 Çarşamba

Bizim kahvaltı sofralarının piri,kraliçesi:TORAK


Bizlerin sofralarının piri bir tat karşınızdaki hatta abartı gelebilecek birşey diyeyim sofrada olmazsa kahvaltıyı tatsız tuzsuz sayanlar var misal ben,annem,kardeşim yani kısaca ev ahalisi:)
"Torak"bir tür peynir çeşidi.İstanbulda yada belli bölgelerde "Çökelek"diye tabir edilen peynirden oluyor.Bu ıslak peyniri kuru hatta nerdeyse taş gibi hale gelebilmesi için önce"Pelek"e(patiskadan dikilmiş beyaz bez torba) koyuluyor.Sonrasında üzerine kimi zaman koca bir taş yada ağır birşey koyuluyor suyunu bıraksın diye.Yada bunun böyle tahtadan yapılmış özel bir aleti var kimisinde(çocukken anneannemin yengesinde vardı,orada görmüştüm)arasına koyuyorsunuz o suyunu bıraktıkça dahada sıkıştırıyorsunuz vidalarından.
İşte suyunu bırakan bu torak taş gibi sert oluyor ister elinizle ufalayarak isterseniz rendeleyerek tüketiyorsunuz.Ufalanmış torağı tabağa koyuyorsunuz şöyle incecik tereyağ parçalarınızı üzerine koyuyorsunuz ve kızarmış ekmekle yiyorsunuz.Nasıl mı?
Ekmeği alın üzerine batırın şöyle güzelce,öyle de bir fotoğraf lazım onuda ekleyeyim bir ara.
Hatta bir arkadaşım bunu anlattığım zaman "eritip mi yiyorsunuz"falan demişti:)
Gerçekten kızarmış ekmekle harikadır!Gecenin köründe kalkıp torak yiyebiliriz,helede köy tereyağıyla ayrı bir lezzet.Haftada birgün ekmek tüketiyorum,genelde o da pazar kahvaltıları ve torakla en çokta tüketiyorum:)

Not:Tereyağsız olmaz bu lezzet kendini gizler tereyağsız olursa usulu bu:)

Bir not daha:Torak yapımının ben bir bölümünü anlatabildim annemden tam uzun uzun bilgi almak lazım yoksa:)
Bildiğim kadarıyla baya zahmetli oluyor ben en kolay tarafını ve duyduklarımdan aklımda kalan kısmını anlattım.Bunu biz yapmadık artık bizim memleketten buraya yolluyorlar ve satın alıyoruz ama uamrım gün gelir kendi topraklarımıza giderizde bizde yaparız bu güzelim tatlardan!

2 Ocak 2010 Cumartesi

Kırmızı biberli börek


12.12.2009 gecesi saat 11:00 civarı ben önüme bir kilo kırmızı biberi aldım başladım ayıklamaya.Babaanem bizde ve ertesi sabah kahvaltıya börek yapmak niyetim ne zamandır da böyle bir deneme aklıma düşmüşken isabet oldu.

Biberde çok sevdiğimden neden olmasın dedim hatta yaz gelsin inşAllah birkaç çeşit biberle deneyeceğim.
Neyse babaanneme dönersek,babaannem başladı sormaya "Zeynep ne yapacaksın bu biberleri"bende"babaanne sabah görürsün"birkaç dakika geçiyor babaannem"Allah Allah ne yapacaksın sen bunları"diye tekrardan soruyor:)
Ve sabah oldu babaannem uyanmış mutfağa yanıma geldi "aaa börek yapıcakmışsın şimdi oldu" :)
Alemdir vesselam babaannem hatta bizim 2 altın kızda nev-i şahsına münhasırlar yani anneannem ve babaannem!


Malzemeler:

4 yufka
1,5 su bardağı yoğurt
Yarım su bardağı sıvıyağ
2 yumurta

İç harcı:

1 kilo kırmızı biber
Dil peyniri-Çerkes peyniri-Kaşar peyniri (açıkçası evde hangisi varsa o olur)
Tereyağ
Sıvıyağ

Üzeri için:

1 yumurta Sarısı
Susam


Hazırlanışı:

1)Öncelikle biberlerinizin içlerini boşaltıp temizleyin.Tavaya göz kararı biraz tereyağ ve sıvıyağ koyun(çok fazla olmasın ama)ve kavurun.

2)Kavurma işlemi bitince biberleri soğumaya bırakın.(Eğer kabuklarından rahatsız olan var ise fırında közleyip soyduktan sonrada yapabilir)
3)Yoğurt,sıvıyağ ve yumurtadan oluşan harcınızı hazırlayın.
4)Yufkaları eğer büyükse 6'ya bölün,orta karar bir büyüklükte ise 4'e bölün.(benim yufkalarım büyüktü 6'ya böldüm)
5)Her bir yufka parçasına güzelce harcını sürün,ardından enli kısmına malzemeden biraz koyduktan sonra bir dilim peynirinizi koyun ve sarın.Yalnız peynir diliminiz çok kalın olmasın dilim kaşarlar gibi olursa daha güzel erir içinde.Sigara böreğinin biraz kalınca şekli gibi sardıktan sonra tepsiye dizin börekleri,üzerlerine de yumurta sarısı sürdükten sonra susamını da serpin ve ısıtılmış fırına verin.


Bu arada ufak bir açıklama yapmak istiyorum.
Biberli harç kısmının ölçüleri tam ama yoğurt,sıvıyağ ölçüsü bilgisayarda tarif kaybolunca aklımda kalanıyla yazdım.Herşeyini hatırlıyorum iç sosununkini unuttum!Ama ortalama böyle birşeydi ki zaten genelde bu kadarı yeterli gelebiliyor.Tekrar tekrar özür dilerim.

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...