30 Ağustos 2011 Salı

Elmas Sultansız bir Bayram..

*Fotoğraf,anneannemin yıllar önce köyde diktiği asma

Her bayram sabahı anneannemin sesi yerine annemin ağlama sesiyle uyanmak bu bayramın diğer bayramlardan farkı olduğunu bir kere daha belli etti.
Bayrama 2 hafta kala ailemizin küçük üyelerine bayram harçlığını gönderip"bayrama çıkmam"diyen bir anneanneyi kaybetmek ve bunu bize açık açık belirtmesi bizim bayramımızı buruk ve eksik hale getiriyor.
Her Ramazan Bayramı anneannemde olan kahvaltı artık fazlasıyla eksik,bayram sabahları telefonumuzu birkaç kere arayıp kahvaltı için "hadi gelin,annen parçağı yapsın,millet gelicek"deyip bize ses veren anneannem artık o ses veremeyecek.
Ben en son ramazan bayramını 2009 da yaptım onunla geçen sene burada olmadığımdan telefonla bağlanmıştım bende kahvaltıya ve telefonda "anneanne endişelenme seneye beraberiz inşallah"demiştim ama aciz insan aklıyla çıkıp çıkamayacağımızı hesaplayamamıştım..
Anneannemsiz ve Sara teyzesiz bir bayram benim altın kızlarım 3 iken 1'e düştü şimdi elini öpmeye gidicek dertleşecek istediğim zaman kapısını çalacağım bir babaannem kaldı.
Dilerim herkesin sevdikleriyle geçireceği ve kaybettiklerini güzelliklerle yad edip dayanma gücünün olduğu bir bayram olur.İnşallah herkes seneye hayr ve sağlık ile sevdikleriyle önümüzdeki bayramlara yetişir.
Bayramınız bayram olsun!

13 Ağustos 2011 Cumartesi

4 lü lezzet

Çocukluğumda annem hep komposto yapardı ve hala da yapar.Ben nasıl yapılır hiç bilmezdim,izlemezdim de!Birgün sordum zor birşeymi diye annem de güldü"kompostonun nesi var çok kolaydır"diye bunu dikkate alıp geçtiğimiz yıllarda ilk defa komposto yaptığımda aslında bu işin de püf noktalarını olduğunu öğrendim annemden.Çünkü o gün bana onu derken o ayrıntıları unutmuştu,onlar için bir alışkanlıktı artık bunları yapmak,onun için sıradanlaşan "ehemmiyet"benim için hala olması gereken birşey olduğu için bilmem lazımdı.
Geçen gün arkadaşlarım iftara geldiği zaman bende onlara komposto yaptım tabi annemin direktifleriyle.Erik önce atılmalıymış onun açılması lazımmış,narin olan meyveler ise en son ve çok aşırı kaynatılmazmış vs gibi.Annemin komposto kültürü geniştir,herşeyi birbirine yeri gelince karıştırıp lezzet çıkarma huyumu da annemden  aldım sanırım mutfaktaki eli almak gibi.Geçenlerde şeftaliden tutun da karaduta kadar birkaç meyve ile reçel yapmıştı ve bunun gibi bir sürü komposto.
Geçen yaptığımda bu kompostoyu fotoğraflayamamıştım öğlen akşama ise bir çay bardağı dahi kalmadı!Sağolsunlar çok beğendiler,ondan sonra üçüncü yada  dördüncü yapışım.Bu sabaha karşı yaptım mis gibi yayılan kokusu yeni niyetlenmiş birine bile cazip geldi.Bu kendi karışımıma da fotoğraflarına bakarken 4 lü lezzet dedim ama uymuştur herhal bu lafız?
  • 2,5 litre su
  • 10 adet çilek
  • 10 adet kırmızı erik
  • 1 su bardağı frambuaz
  • 1 su bardağı böğürtlen
  • 2 su bardağı şeker
Hazırlanışı:
  1. Önce suyu koyduğunuz tencereyi ocağa koyun ve kaynamaya bırakın.
  2. Kaynayan  suya ilk önce erikleri atın ve onları-annemin deyimiyle-hafif açılmalarını sağlayana kadar kaynatın.
  3. Erikler kaynadıktan sonra narin olan diğer 3 meyveyi de atıp kaynamaya başladıktan sonra sadece 3-4 dakika bunlarla da beraber kaynatın.
  4. En son da şekeri de ekleyip 2-3 dakika sadece şekerin erimesi için kaynatıp altını kapatın ve soğumaya bırakın.

12 Ağustos 2011 Cuma

Yoğurt Çorbası

Birşeyler karalamak adına yazdım durdum hatırlamadığım kadar sildim de durdum..Neyse ben en fazla çorbayı anlatayım yeter herhal bugünlük?
Ataletin ramazanla bütünleşmiş kısımlarını kırpıp kırpıp yıldız yapmak istiyorum!
***
Bu arada farkındayım bu çorbaya da girizgah yapmak lazım.Bu çorbayı birkaç zaman önce dergileri karıştırırken çok eski bir sofra dergisinde gördüm ve o zaman yaptım ama fotoğraflayamadım.Beni bilenler bilirler "yayla çorbası"düşkünlüğüme ve hala yayınlamadım benim için özel olan annemin yayla çorbasını.
Neyse bu tarifi o zaman denediğimde de yoğurt tadı gelmesini sevdim hakeza gene ben beğendim,zaten basit bir çorba ve diğer yoğurt çorbalarına benzerlikler var sanki.

Malzemeler:
  • 3 çorba kaşığı yoğurt(ben 6 kaşık yaptım)
  • 3 çorba kaşığı un
  • 1 yumurta
  • Dilediğiniz kadar su
  • Tuz
  • Pulbiber
  • Sıvıyağ(ben tereyağ ile yaptım)
Hazırlanışı:
  1. yoğurdu,unu ve yumurtayı derin bir kapta çırpın,karıştırın.
  2. Yavaş yavaş su ilave edin ve ardından ocağa koyun.
  3. Tuzunu da ilave edip kaynayıncaya kadar karıştırın.
  4. kaynadıktan sonra 5 dakika sonra ocaktan alın
  5. Küçük bir tavada yağı eritin kırmızı pul biber ekleyip hazırlanan bu yağı çorbanın üzerine döküp servis edin.
*Sofra Dergisinden alınmıştır.

    9 Ağustos 2011 Salı

    Kürt Köftesi ve 2011 Ramazanın ilk misafirleri


    Güzel bir coğrafyada büyümek, "en"demenin hep bir üstünlük sağladığını bilmek  ve bu sebeple çok hoşlaşmamak..Ama "en"leri bol güzel insanların olduğu bir yerde büyümek dünyanın güzel nimeti ve zenginliği değil mi?
    Yukarıya bak başka bir kültür aşağıya in orası ayrı bir hava; Ege'ye yol al neşe ile hazırlanmış sağlıklı ve zeytinyağı kokulu sofralar;Akdeniz'e in otlarla yayla kültürünün güzel uyumu ve bileşkesi vs vs uzar gider. Bu ülkedeki güzelliğin sofra ile temaşası böyle güzel oluyor.
    Bundan önce belirttiğim gibi ailem Doğu kökenli ve Zazalar. Yan komşumuz olan Malatya ile aslında bazen zıt durup iç içe geçmiş bir kültür ve muhabbet hali var.Hatta yıllar önce Milliyet gazetesinin tırı Anadolu'yu turlar iken bu 2 ile aynı zamanda gitmişler.Yanlış hatırlamıyorsam başlık şuydu"Malatya çalışır Elazığ yer!".Malatyalıların daha çalışkan olduğu Elazığlıların ise ehl-i keyf olduğundan  o yazıda da bahsediliyordu.Ama baktığımızda her biri işte ortak bir kaptan besleniyor.Eskiçağ'a kadar indiğimizde dahi Malatya ve Elazığ topraklarının ortak noktaları var.
    Yazıyı nasıl yazsam diye düşünürken daha devam etsem gidecek, uzayacak bir yazı oldu.Bu köfte işte bahsi geçen komşu şehrin köftesi,annemin yıllar önce Malatyalı bir arkadaşından aldığı ve reyhanın özellikle lezzetini tanımladığı gerçekten nefis bir lezzet.
    Malatyalılar kuru reyhanı çok kullanıyor,hakeza bizde de sık kullanılır.Bu köfteye benzer köfteler bulsam da nette tam olarak aynı malzemeleri göremedim.Eğer bilen çıkarsa,bilgilendirirse sevinirim.
    Bu arada ismi için ısrarla anneme "isim bu mu? Başka adı var mıdır?" desem de "bu" dedi. Amma velakin tekrardan tarifi aldığımız teyzeden öğrenebilirsek yazarım.
    Malatyalı başka tanıdığımızda buna benzer yassı bir köfte yapmıştı.Ama onlar yumurtaya bulayıp kızartmışlardı.Bu sebeple dediğim gibi bilenlerin de bilgilerini merakla bekliyorum!
    ***
    Geçen hafta bu senenin ilk iftar daveti okuldan Tarih&Sosyoloji grubu ile oldu.Bu sene aslında bize bir uyarı mahiyetinde olan "israf"temelli iftarlarımızın sorgulanmasını sağlayan Afrika'daki yaşananlardan sonra,kendimize 2 çeşit yemekle giden bir ramazan ve misafirlerde ise bundan 1-2 şeşit fazla olmasını düşündük.Hatta bize şunu da gösteriyor ki; her gün yediğimiz nimetlerin dahi sadakası olmak zorunda. Çünkü o kadar güzel nimetlerle buluşuyoruz ki bunun şükrü nerede diye sorgulanmalı!
    O gün tam 14 kişiydik. Son zamanlarda bulunduğum eğlenceli ve güzel bir sofra&amuhabbet vardı.Buradan tekrardan gelip bizleri de memnun ettikleri için herbirine ayrı ayrı teşekkürler!

    Kürt Köftesi:

    Malzemeler:
    • 1 kilo orta kalınlıkta bulgur (ne çok ince ne çok kalın)
    • 1,250 gr orta yağlı kıyma
    • 4-5 soğan küçük boy(eğer büyükse 3 tane olmalı)
    • 1 çorba kaşığı tuz
    • 2 çorba kaşığı kırmızı pul biber
    • 1 su bardağı kuru reyhan
    • Ilık su

    Hazırlanışı:
    1. Bu malzemeleri suyunu fazla koymadan iyice yoğurun.
    2. Suyu azar azar ekleyin gerektikçe sakın fazla koymayın.
    3. Elinizi suyla ıslatın,yoğurduğunuz ve kıvamını iyice alan köfte hamurundan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayın ardından yassı hale getirin.
    4. Bu yassı hale getirdiğiniz köfteleri ister tereyağında ister sıvıyağda kızartın. 
    5. Yalnız tereyağ veya sıvıyağ oranı çok olmayacak et köftesi pişirir gibi ya da ondan biraz daha fazla olabilir yağ oranı.
    6. Ama kıyma yağlı olduğu için aslında hiç yağsız şekilde pişirmeniz ısrarlı tavsiyemdir.Tavayı iyice kızdırın ve köfteleri öyle koyup,pişirin.
    *Bu arada ölçüler kalabalık bir grup içindi.Bu sebeple hem gözünüze çok gelebilir hem de hazırlaması zahmetli durabilir.Bu ölçüleri yarım hale getirebilirsiniz.Yarım kilo bulgura  600 gr kıyma olabilir.
    **Orta kalınlıkta bulgur özellikle yöresel ürünler satan yerlerde varmış.Anneme bende sorduğumda böyle bir yerden aldığını her yerde olmadığını dedi.
    ***Bu arada Dilek sağ olsun kimin yaptığını çözemedim demiş. Sayesinde açıklamamı düşeyim; benim için zor oldu. Ama köfteyi ben yoğurdum!Annemde çıkan sinir sıkışması nedeniyle bu aralar yapamadığından iş bana kaldı.Yemek onun yemeklerinden ama yapım bu sefer bana ait.

    3 Ağustos 2011 Çarşamba

    Etimekli Tatlı

    Bugüne kadar hiç ölçüsüyle tam tamına bir etimekli tatlı tarifi almadım.İlk bir akrabamızda yemiştik ve ben baya küçüktüm.Akrabamız etimeğin üzerine konan muhallebisini 2 renk yapmıştı muhallebiyi önce beyazken biraz dökmüş sonra da içine kakao ekleyip miksere vurmuş ve öyle dökmüştü.Bunu böyle anlattı diye hatırlıyorum hayal meyal ama ne ölçü ya da ne ekledin vs gibi birşey konuşmadık.Ben ondan sonra denedim birkaç kere ve o zamanlar pek yapılan bir tatlı da değil en azındna bizim çevrede.Neyse ben bir yaptım ikisini de tatlı yaptığım için çok tatlıydı bir yaptım muhallebi katı oldu bir yaptım ortalama tuttu bu seferde öyle 2 renk olsun dedim pek beğenilmedi.Böyle birkaç denemede ısrarlıyken kimseye de sormadım ne akla hizmetse.Bundan sonra bir başka yakınımız sık yaptığı bir tatlıdan bahsedip bunu birde üzerine şanti ekleyerek yaptığını dedi tabi bizim evde en azından önce annem için sorun olan şanti kısmıydı bir kere denemeyle kaldı.Bende ondan sonra muhallebisine karıştırıp denedim ve bir bayramdı yiyen herkes "bunun kreması farklı ne
    var"diye sordu.Sonunda bu yaptığım usul uzun zamandır yaptığım bir tarife dönüştü ve benden baya kişi aldı tarifini.Bugün annem içni gene yaparken yayınlasammı acaba derken bunu yazarken buldum kendimi.Ne diyelim hergün yaşadıklarımız kabınızda umarım böyle gülümseten suretler bırakır ve tatlanan ağızlar!
    Malzemeler:

    1 paket etimek
    2 su bardağı su
    1,5 su bardağı şeker
    1 litre süt(5 su bardağı dolu dolu)
    2 vanilya
    4 çorba kaşığı un(tam tepeleme değil orta kararda koydum)
    Yarım çay bardağı tozşeker
    1 paket krem şanti(toz haliyle)
    • Öncelikle şekeri bir tencereye koyun ve eritin fazla yanmadan da suyunu ekleyin.Ben suyunu yanlışlıkla soğuk koydum sıcak eklerseniz daha rahat olur.
    • Şekeri eridikten sonra kaynamakta olan şerbeti ocaktan alıp 8-10 dakika bekletin.
    • O sırada tencereye sütü,unu ve şekeri ekleyip mhallebiyi pişirin.
    • Muhallebiniz piştikten sonra onuda yaklaşık 6-7 dakika dinlenmeye alıp krem şantiyi toz haline ve vanilyalarını ekleyip yaklaşık 5 dakika mikserden geçirin.
    • Hazır olan kremayı şerbetle ıslattığınız etimeklerin üzerine dökün ve soğumaya bırakın.

    Supangle

    Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...