27 Aralık 2011 Salı

Kahvaltı olsun Çaydoş olsun

Bundan önce çocukluk arkadaşım Fatma'dan annesi Emine teyzeden muhakkak bahsettim,Emine teyzenin tarifleriyle ayrı bir blog açılır hem çok zahmetli hem çok leziz ah o kadar özledim ki onun yemeklerini..
Şimdi uzağa taşındılar evlerinin önünden her geçtiğimde hayıflanarak geçiyorum ve uzun zamandır da oradan geçmeyip başka yoldan gidiyorum.Annem bu tarifi ondan almıştı ve ilk yaptığında silip süpürmüştük amiyâne tabirle çünkü zerre yağ çekmiyor harika bir şey oluyor.O gün bugündür de yaparız birde az yaparsanız hamur birkaç gün dolabta kapalı kapta saklanabiliyor bu açıdan da çok güzel.Yanlış hatırlamıyorsam bu hamur işi Çerkeslere aitmiş.Eğer bilen var ise beri gelsin hatta bir anlatısı varsa bizle paylaşsın mutlu olalım.

Malzemeler:

  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 yumurta
  • 1 ,5 çorba kaşığı şeker
  • yarım çay kaşığı karbonat
  • Tuz
  • Un aldığı kadar
Hazırlanışı:

Unu eklemeden sıvıları karıştırıp azar azar unu ekleyin.Yumuşak bir kıvama gelen hamurunuzu yaklaşık yaırm saat dinlenmeye bırakın.Dinlenen hamurdan ufak bezeler kopartın ve bu bezeleri çok az un serperek merdane ile ince açın.Açtığınız hamurları istediğiniz şekilde kesip kızgın yağda kızartın.
***
Kızaran hamurlarınızı servis tabağına alıp lezzetine vakıf olun ve bir önceki tarifte verdiğim Zıkkım ve türevi olan kahvaltılıklarla da tüketin ya da tek olarakta oalbilir çünkü gerçekten çok güzel ve de yedikçe yedirten bir lezzet!
Afiyet olsun..

24 Aralık 2011 Cumartesi

Zıkkım ye!


Her zaman ders çalışıp muhabbeti abarttık hadi ders çalışalım diyipte bir türlü derse dönemeden muhabbetlere devam dediğimiz yerimizde arkadaşımla bir sabah kahvaltı edeceğiz ben dedim "poğaça yaptım sabah sabah getiriyorum hadi gel"diye o da gelirken bana bir sürpriz yaptı.Sürprizi "Zıkkım ye"oldu aslında evet bu anlattığım buraya kadar kötü bir şaka ya da tuhaf bir denklem gibi dursa da eğlenceli neyse devam edelim.Arkadaşım bu güzelim nimeti bana tattırdı adı ne dediğimde önce duraladı sonra o meşhur gülümsemesiyle "Zıkkım"dedi ben tekrar sordum ve gene o aynı kelimeyi zikredince gülmeye başladım ve hikayesini bilemesekte tahmin yürüterekten belki de dilimize yerleşen "zıkkım ye" lafzının buraya da dayanabileceğini düşündük birazda tarihçilik refleksiyle.Geçen hafta elinde bir koca kap Zıkkım getirince dedim yayınlayacağım bu tarifi ama senin yaptığını fotoğraflayarak!
Esra'nın aile üyelerinden biri bir tanıdığından -bu kişi Boşnakmış büyük ihtimalle-öğrenir öylece onların da yemek adetine girer ve bizlere de bu şekilde ulaşır.Eğer bu lezzeti bilen çıkarsa ve de yazarsa çok sevinirim.
Herkese ısrarla tavsiyemdir..
 Pazar kahvaltısında yediğimiz zaman annem  çerkeslere ait olan bu hamur işiniyani çaydoşu  yaptı onunla beraber yediğimde fotoğrafladım.Bir sonraki yazı da inşallah "çaydoş" tarifi ile olucak!

Malzemeler:
  1. Ekmek içi kurutulmuş,rondolanmış
  2. Biber salçası(ağırlıklı bu olmalı)
  3. Domates salçası
  4. Maydonoz
  5.  Yeşil soğan(ince küçük kıyılmış)
  6. Sarımsak(Özellikle belirtti kendisi Kastamonulu olduğundan Taşköprü kullanıyor ve farkı var diyor)
  7. Ceviz içi( bıçakla doğranmış olucak)
  8. Salçanızın tuzuna göre de isterseniz tekrar ilave tuz
  9. Kimyon
  10. Kekik
  11. Köfte baharı
  12. Pul biber
  13. Salçayı özleştirmek için zeytinyağ(sevmeyene herhangi bir sıvıyağ)
Hazırlanışı:
  • Salçadan önce kuru olan malzemeleri bir kapta iyice karıştırın.
  • Salçayı ekle önce ardından yapı yavaş yavaş ekleyip birbirine karıştır.
  • Birde isteyen kuru nane de ekleyebilir amma velakin tarifin özünde yokmuş

20 Aralık 2011 Salı

Tahinli Kek

Kaç sene oldu bilemiyorum artık ama rahat 9 ya da 8 yıl öncesiydi"pinhan"diye birbirimizin ömründe yer ederek devam eden muhabbetin karşı taraf ayağındaki çay sohbetinin nefis tatlısıydı.Hemen tarifini istediğimde Zekiye(Hatice'nin ablası)bu kağıda yazıp vermişti.O günü hiç unutmuyorum ne o muhabbeti ne de evlerinden baktığınızda görünen güzel manzara ve içeriğini..Adalar'a doğru saatlerce bakma isteği uyandırıp çay hiç bitmesin muhabbette sürsün dediğiniz bir zaman ve bunu daha da güzelleştiren özel insanlar!
Herkesin ömründe belli zamanlar ve o zamanları o hale getirenler vardır ya Hatice de onlardan biridir ve aramızda olan bazı şeyler vardır ki birbirimiz konuşmadan aslında ne demek istediğini anlarız.Karışık kızartma,manzara,çay,kitap vs vs vs..
Pinhan vesilesi ile başlayan muhabbetin daha yıllarca sürmesi dileğiyle..
***
O gün bugün bu kağıdı sakladım hatta blogum olduğundan beri bu şekilde fotoğraflayıp yayınlama niyetinde olsam da bir şekilde olmadı.Bundan önce bir ya da iki kere fotoğrafladım ama onları beğenmedim bu seferkiler daha iyi oldu.
Tarif yazmıyorum kağıdın üzerindekinden tek farkı ben tahini daha fazla olsun diye ölçüyü birer kaşık artırdım yani dört kaşık içine dört kaşık üzerine her tarafına olucak şekilde kaşık yardımıyla dökün.

16 Aralık 2011 Cuma

Yaban mersinli&Yer fıstıklı kurabiye from UK

Marks&Spencer mağazasının İngiltere'de yiyecek&içecek her türlü ürünün satıldığı marketleri vardı.O marketlerden ben ortalama bu büyüklükte olan bir sürü çeşidi olan kurabiyelerden paket paket alırdım.O kurabiyelerin tadı hala damağımda çok özlüyorum onları da!Fıstıklı olanını da geçenlerde denemiş fotoğrafını beğenmeyip yayınlayamamıştım ve tarifi de kaybetmişim bu sebeple tekrar bir deneme geçmeliyim.Oradayken habire diyordum "Türkiye!ye dönünce muhakkak denemeliyim"diye malum elde tarif yok yediklerimden yürüttüğüm tahminle birşeyler yapıcaktım ve bunu da benzettim sanki.İşin kötüsü nette bakındım durdumm bir fotoğraf isim vs bulamadım.Bir dahaki gidişimde her bir çeşidini fotoğraflayacağım.
Neyse daha fazla sözü uzatmadan umarım deneyenlerde beğenir diyerekten burada noktalıyorum.

  • 1 paket margarin veya tereyağ (250 gr,bu arada ben tereyağ kullandım ki bu kurabiye için özellikle tereyağ kullanırsanız çok iyi olur!)
  • 1 su bardağı pdra şekeri
  • 1 su bardağından bir parmak eksik yer fıstığı
  • 1 kabartma tozu
  • 1 vanilya
  • 1 su bardağı yaban mersini
  • 1 çorba kaşığı limon suyu
  • 1 yumurta
  • Aldığı kadar un
Hazırlanışı:

  1. Oda ısısına ulaşmış yağ ile sıvı olan malzemeleri,şekeri elinizle iyice birbirine özdeşleştirin.Ardından azar azar unu ekleyin.
  2. Kıvama gelen hamurunuza yaban mersini ve fıstığını da ekleyip birbirine iyice yedirin.Hazırladığınız kurabiye hamurunu 1 saat buzdolabında bekletin.
  3. Bekleyen hamurunuzu alıp merdaneyle çok kalın olmayacak şekilde açın ve küçük kase ya da bir su bardağı ile yuvarlaklar kesin.
  4. Hazırladığınız büyük yuvarlakları fırın kağıdı serdiğiniz tepsinize yerleştirin ve 180 derecede önceden ısıtılmış fırına verin.
  5. Hafif pembeleşmeye durunca da kurabiyeleri  fırından çıkartın.Afiyet olsun!

5 Aralık 2011 Pazartesi

Dereotlu Kıyır Poğaça

Günlerdir"canım dereotlu poğaça istiyor"diyerekten tutturmuşum bir lakırdı ama bunu tınlayan ne yazık ki olamadı!Annem sağolsun her daim yapar eder ama bu sefer herhal artık yaşlanıyor olduğu için midir nedir teğet geçti sanırsam.Birde üzerine sınav dönemindeydim o zaman baten başlı başına "dur"işareti benim için ama durabildim mi,hayır!Salı gününden beri birde annemler evde değildi biz üç kardeş yalnızdık ve ısrarla dereotlu poğaçayı sayıklayıp hazırları almayacağım deyip evde yapılandan istiyorum diyerekten mız mızlanmanın sonucunda perşembe günkü sınava rağmen çarşamba akşamı yaptım!Gördüğünüz üzere olan,şimdiye tane zor kalmış poğaçaları yapabildim.Hatta akşamında annemle konuşuyordum akrabamızın evindeydi aynen şöyle dedim.
"Kızım dereotlu poğaça istiyordu ben yapmadım ama o kendine yapmış"diye söyle dedim.
Hatta orada duyanlar da Allah Allah Cevahir yenge yapmaz öyle deselerde olmuştur bir kere artık..
Neyse işin latifesi,muhabbeti bir yana perşembe sınavına çalışırken kahvaltımız da oldu arkadaşlarla ve çok beğendi herkes umarım deneyenlerde aynı şekilde beğenir.Perşembe akşamı telefonda duyan akrabamıza hemen yayınlamadan tarifini verdim bile!
***
24 kasım 2011 günü yazıyı hazırlamışım ve akşama yayınlarım demişim ama bilgisayarların birden bozulması ile bütün planlar alt üst oldu işte nasip bugüneymiş.


Malzemeler:

  • 1 paket margarin ya da 250 gr tereyağ(ben tereyağ kullandım)
  • 1 su bardağı yoğurt(oda ısısına gelmeli)
  • 3 yumurta
  • 2 paket toz maya
  • 2 tatlı kaşığı tuz
  •  1 tatlı kaşığı şeker
  • Aldığı kadar un
  • Yaklaşık 1 demet dereotu 
  • İç harcı için 1-1,5 su bardağı kaşar rendes
  • 250 gr kadar ise lor
  •  Üzerine yumurta sarısı

Hazırlanışı:

  1. Un haricindeki diğer hamur malzemelerini yoğurma kabına alın ve unu eklemeden önce iyice bir elinizle hazırlayın.
  2. Unu azar azar ekleyerek yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun.
  3. Hazırlanan hamuru şöyle 15-20 dakika dinlenmeye bırakın.Hamur dinlenirken de loru,rendelenmiş kaşarı bir kabta iyice karıştırın.
  4. Dinlenen hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elinizle açın ve iç harcından biraz koyun ve klasik poğaça şeklinde kapatıp fırın tepsisine dizin.Üzerlerine yumurtas sarısını da sürdükten sonra önceden ısıtılmış 200 dereceli fırına verin.
İşin en güzel kısmı bu poğaçayı fırından yeni çıkmış sıcak haliyle yemek,ayrı bir zevk herkese tavsiye edilir.

4 Aralık 2011 Pazar

Tekno İmtihan

Teknoloji ne kadar hızlı ise insanı mağdur etmesi de aynı orantıda bir hıza sahip.Evdeki iki adet bilgisayardan masaüstü olan bir akşam açmaya kalkıştığımızda açılmadı laptop ise aynı zamanda hard disci okumayacak halde virüs kapıp ağırlaştı resmen geçen gün komşuya inip hard disci takıp flash belleğe fotoğraf atmak zorunda kaldım!İşte iyi diye sandığımız herşeyi ya da kötü diye sandıklarımızı iki taraflı düşünmemizi gerektiren bir olay.Yaşamımız inanan için bir sebep sonuç dairesinde ve tevekkül ederek,inanmayanlar içinse doğa kanunu saydıkları ile örülmüş önemli olan bu durumda öz mü ,evet o dur.Sonuçta her iki tarafta özünde inandığı bir şey ile hayatını kotarıyor,en basit mevzudan en zoruna kadar her birini inandıklarımız ile yoğurarak ayakta kalıp bugünün şükrü ya da kabullenip mücadelesiyle götürsek  hayatımız güzel bir yolun içinde daha engebesiz şekilde ilerleyebilir gibi çünkü inandığın zaman en zor diye öncesinde gördüklerinle zorlanmadan yaşamayı öğreniyorsun.
Geçtiğimiz günlerde annemler karşı tarafa geçmişlerdi biz üç kardeş uzun zaman sonra evde yalnızdık uzun zamandır lezzetini merak ettiğim bu fasulyeyi marketten alıp denedim.Dereotu,mısır ikilisi ile güzel demişlerdi ama ben kendimce roka ve turp ile yaptım ve benim için vazgeçilmez bir üçlü oldu.Herkese ısrarla bu haliyle tavsiye ederim.Hatta bir dahaki sefere turpu daha bol koyacağım ve belkide roka ile birlikte harmanlayıp hazırlayacağın turpları.Sizde nasıl isterseniz yapın ama bu üçlüyü bozmayın.

Meksika Fasulyeli Salata:

Fasulyeleri süzgece koyun musluğun altında sudan bir geçirin.Bir tarafta yaklaşık bir demet rokayı ayıklayıp yıkayın ve süzdürün.Süzülen rokaları güzelce doğrayın kaırştırma kabına alın ardından süzülmüş fazsulyeyi de ekleyin.Ardından yağını,limonunu ve tuzunu ekleyip güzelce karıştırın,yağını eklerken elinizi korkak tutmayın çünkü yağsız güzel olamaz.Servis tabağına aldıktan sonra turpları küçük küçük doğrayıp üzerine ekleyin.Tavuk kanadı ile yemiştik nefisti sizlere de pazar gününe hafif bir salata olmuştur umarım.
Herkese iyi pazarlar!

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...