21 Mayıs 2012 Pazartesi

Tavuk Kıyması ile Köfte

Ailemin yetiştiği Doğu topraklarında et denince "kırmızı et"gelir akla ki biz Tavuk eti nedeniyle son yıllarda "kırmızı"diye sıfat ekleyip ayırır hale getirdik.Çünkü et bir tanedir o da kırmızı et diye tarif ettiğimizdir.Son yıllarda tavuk etinin hem cebe uygunluğu hem de halkımız tarafından sevilmesi nedeniyle çok tüketilir oldu.Bunlara rağmen bende hiçbir şekilde bir karşılık bulmadı!Hem dedelerim hem de anneannemin sülalesi kırmızı ete çok düşkün ailelermiş ki hala bunu devam ettirenler var.Beni de bu silsileye katıyor annem ve teyzemler.Evet her ne kadar şu an tavuk etinden köfte yayınlasam da ben sevmem tavuk etini ve bu köfte de nadir yediklerimdendir.Çünkü tavuğu bu şekliyle başka bir lezzet haline getiriyor baharat vs ile o zaman da yenir hale geliyor.Hoş sevenlere sözüm yok herkese afiyet bal şeker olsun..Önüme geldiğinde de yerim ama "et"diye birşey dendiğinde tavuk eti aklıma düşmez..Tavuk döner yemem sebze ile çeşnilendirilirse yerim,tiritte gene birşeyin içinde diye velhasıl çeşnilendirilirse tüketmeye çalışırım.Bu kadar olumsuz cümle sonucunda ironik dursa da bu köfteyi bu haliyle tavsiye ediyorum.Mahalle kasabınız varsa kıymayı satır ile hazırlamasını söyleyin ve ondan yapın böyle köftenizi gerçekten çok leziz oluyor.Sonra 5*6 tane yiyin..
Afiyet olsun..

Malzemeler:
  • 1 kilo satırla hazırlanmış tavuk kıyması
  • 1 çay bardağı ekmek kurusu
  • 1 orta boy soğan
  • 1-2 tatlı kaşığı zeytinyağı
  • 1tatlı kaşığı tereyağ
  • Kekik
  • Tuz
  • Pulbiber
  • Kimyon

Hazırlanışı:
  1. Kıymayı yoğurma kabına alın,soğanı rendeleyip ekleyin ve diğer tüm malzemeleri koyup iyice yoğurun.
  2. Hazır olan köfteye yassı oval şekiller vererek hazırlayın ya da isterseniz yuvarlak yassı yapın.
  3. Teflon tavaya azıcık sıvıyağ gezdirin ve kızınca köfteleri dizip pişirin.

17 Mayıs 2012 Perşembe

Lokum gibi Enginar

" Lokum gibi oluyor bu meret!"deyip deyip yerim ben bu nefis nimeti.Zaten bu kadar et yemeye meraklı biri için bu denli zeytinyağlı sevgisi,sebze sevgisi de fazla ironik duruyor bunun da farkındayım ama ne yapalım ki hiçbirinden vazgeçmeye niyetim yok.Enginar çok ama çok sevdiklerimden aynı yer elması gibi amma velakin şu 5 seneye yaklaşan blog zamanlamamda becerikli ama ölçü noktasında her yaman ev hanımı gibi "göz kararı"ile iş yapan annem nedeniyle yazamadım,enginar ve bir sürü özel,güzel tarifi.Bugüen kısmetmiş artık demekten başka elden birşey gelmiyor.
Geçen hafta bu senenin ilk enginarını yedik,biraz geç kaldık farkındayım ama bazen böyle olur işte.Fatih camiinin kapısında bir tezgahtan aldım ve harika çıktı!Hatta annem niye 10 tane almadın diye de dokundurdu.Benim uydurmam olan bir köfteli enginar  tarifi de inşallah yapabilirsem en kısa zamanda burada olucak,söz..
Tam enginarları fotoğraflıyordum annem gözü gibi baktığı menekşesini de getirdi önüme ve ona da poz verdirmek istedi..

Zeytinyağlı Enginar
  • 5 adet enginar
  • 2 adet havuç
  • Yarım su bardağı bezelye
  • 1 soğan
  • 2 adet patates
  • 3-4 diş sarımsak
  • 3 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1 çay kaşığı tozşeker
  • Tuz göz kararı
  • 1 su bardağı kaynar su
  • Yarım limon
  1. Enginarları yıkayın ve tavaya dizin.Kaynar suyunu da ekleyin
  2. Havucu soyup minik minik doğrayın bezelyeler beraber enginarların içlerine koyun.Soğanı,sarımsağı,limon suyunu da ekleyin.
  3. Şeker,tuzu,yağı da ekleyin ve kapağını kapatıp kısık ateşte pişmeye bırakın.Yaklaşık 15 dakika kaynadıktan sonra minik minik doğranmış patatesleri ekleyin.Tekrardan kapağını kapatıp kısık ateşte pişmeye bırakın.
  4. Pişip pişmediğini kontrol ettikten sonra pişince altını kapatın.
  5. Enginarlar soğumaya durunca ince kıyılmış dereotu üzerine gezdirin.
*Bazı enginarlar çabuk pişer bu sebeple suyunu kontrol edin,eğer zor pişerse daha çok su isteyebilir.
*Birde eğer taze soğan olursa taze soğan ile de yaparlarsa güzel olur diye annem ekledi..
*Bugün bize gelen annemin kuzeninin eşi Nazan teyze de bir püf noktasından bahsetmiş.Tozşeker serpmek yerine her birine bir küpşeler eklemelisin demiş.Nazan teyze çok teşekkürler bu bilgi için!

15 Mayıs 2012 Salı

Çilek Püreli Tatlı

Geçtiğimiz cuma günü gelen misafirlere(yani bir alt yazıdaki misafirler)yapacağım tatlı pastamı olsa,kurabiyemi derken annem içeriden "süt aldım amcadan hani sütlü tatlı yapıyordun"diye seslendi.Malum bizim sütçü amcamız var birde ve süt varsa o sütlü tatlı rulo pasta gibi hem sütün tadnın tadının hissedileceği hem de yoğun kullanılacağı birşey olması lazım.Bir yandan da annem buzlukta çilek var kullan derdinde onlardan birşey çıksın derken Papatya Prenses'in bir zaman önce yayınladığı bu tarif geldi aklıma ve hemen baktım.O tarif bana yol gösterici oldu,muhakkak böyle tarif çoktur ama ben onun tarifine bakarak kendimce birşeyler yaptım.Benim kendisini pastaya,tatlıya kullanmamı beklemekte olan bir paket kedi dili ile çilekler değerlendi ve mis gibi taze sütte tatlı oldu.Misafirlere önce kahvaltı sonrası sunarım dedim sonra da olsun masaya biraz koyayım deyip birkaç dilimi gördüğünüz üzere servis tabağına koyup masaya getirdim.Misafirlerin ufaklıkları tatlı yiyorlar ama yarım dilim, "hayırdır neden az alıyorsunuz"diye sorduğumda verdikleri cevaba çok güldük!Sanmışlar ki o kadar var tatlı,utandım bunu duyunca yahu olur mu ben size hususi yaptım Salih Emir paşanın çilekli herşeyi sevmesi nedeniyle yaptım demedim mi diye de ekledim.Velhasıl misafirlerin çoğu çift dikiş giderek yedi herkes nasıl yaptığımı sordu ilk denemede böyle sözler almak hoş oldu güzel oldu..Papatya Prenses çok teşekkürler yol göstericilğin için..
 Bende ancak akşam masama geçtiğimde tadabildim,gördüğünüz üzere kitap,kalem,test.
  • 1 paket kedidili bisküvi
  • 1 litre süt
  • 2 çorba kaşığı un
  • 2 çorba kaşığı nişasta
  • 1 su bardağı+yarım çay bardağı şeker
  • 2 paket vanilya
  • Yarım paket krema
  • Çilek(istediğiniz kadar,bizim yaklaşık yarım 500-750 gr arası idi)
  • 1 ,5 çorba kaşığı nişasta
  • yarım çay bardağı şeker
 Bisküvileri ıslatmak için
  • çilek püresinden 1-2 kaşık
  • yaklaşık 1,5 çay bardağı süt

Hazırlanışı:
  1. Öncelikle çilekleri rondodan geçirin.Rondodan geçirilen çilek püresinden 2-3 kaşık alıp 1,5 çay bardağı süt ile iyice karıştırın.
  2. Dikdörtgen borcama kedidilinin hepsini dizin.Hazırladığınız çilekli&sütlü karışımı fırça yardımıyla kedidillerinin üzerine sürün.
  3. Tencereye sütü,unu,nişastayı,vanilyayı ve şekeri ekleyip pişirin.Kaynayan muhallebiyi bir iki kere daha kaynatıp altını kapatın ve tezgahın üzerine alıp soğumaya bırakın 30 dakika bekletin.
  4. Orta sıcaklığa gelen muhallebiye kremayı ekleyip mikserde 3-4 dakika çırpın.
  5. Hazırlanan kremayı ıslattığınız kedidillerinin üzerine döküp soğumaya bırakın.
  6. Tatlınızı soğumaya bıraktıktan sonra rondodan geçirip hazırladığınız çilek püresini nişasta ve şeker ile pişirin.Pişen püreyi soğumaya bırakın ve o da sıcak ılık arası bir hale gelince tatlının üzerine döküp soğumaya bırakın.

13 Mayıs 2012 Pazar

Tebessüm Sofrası


Güzel sofralar güzel muhabbetlerle bu sıfatı kazanıyor..
Güzel insanlar güzellik katıyor..
Güzel nimetler de bunu tamamlıyor..
***
Yalovalılar Gelmiş yazısındaki ekip bir eksik ile(Hatice gelemedi) ve annemlerin bir başka arkadaşı ile bu sefer kahvaltıya geldiler geçtiğimzi cuma günü.Ben olamayacaktım ALES sınavı,sınavlar vb gibi  yoğunluklarımdan sebep duramayacakken 1 saatliğine kaldım ve bu yoğunlukların arasına güzel tebessümler sığdırdım.Sevdiğiniz,saydığınız şahsiyetlere zaman ayırın ve onlarla güzel vakitler geçirerek ömrün değerini çıkarın,bunu bir kere daha anladım.
 Her mevsim sofrayı süsleyenler ayrı güzel ama şu yeşil ile kırmızı ne de güzel duruyor sofrada..
 Emine teyzenin tarifiyle "Patatesli Kek"hoş o tarife kek dememişti ama ben gene de yayınlamadan önce asıl bir isim varmı öğreneyim.Bu arada nefis birşey ve o gün bitti hem de 2 ölçek yapıldığı halde!
Çilek Püreli Tatlı
Ah bal&Kaymak,ya reçel?Mis gibiler,harikalar,bir sofrayı tatlandıran harika bileşim..
Geçtiğimiz günlerden birinde  bu peçeteleri gördüğümde bir paket almıştım ama sofrayı kurarken hayıflanıp neden daha fazla almadım diye sorar oldum,umarım hala vardır..

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...