29 Temmuz 2012 Pazar

Patlıcanlı Börek

  
Söğüt ağacının altı bu börek yanında orta demde bir çay denizden gelen dalga sesi ile ömür geçirme,nasıl keyiftir değil mi?
İsmet Berkan dı yanlış hatırlamıyorsam,bir yazısında yazıyı söğüdün altından yazdığını ve denize karşı oturduğunu yazıp birde bulunduğu söğüdün,mekanın da fotoğrafını eklemişti.O zaman gerçekten çok ama çok kıskanmıştım hala da eklıma geldiğinde kıskanırım.O zamandan beri de söğüt denince o hafızama kazınan görüntü ile yol alıp hayal aleminde birşeylerin peşien takılırım.
Yakınınızda söğüt varsa bir deniz yakınsa ya da görünüyorsa ya da ses veriyorsa vs vs yapın bu börekten koyun termosa çayınızı ve gidin oturun önce kendiniz sonra benim için..

Ramazan çıktığı gibi termosumu,böreğimi alıp Eylül güzelliği gelen adaya Eylülün ilk haftası gitmeye çalışacağım,kararlıyım!
Madem gideceksiniz bu börekle verelim bari şu sahibinden bir türlü alamayıp sonunda alınan tarifi:-))
Bu arada buraya kadar yazı benden ama tarif anlatım,malzemelerin yazılışı vs tamamen sahibindendir.Esradan tarifi istemiştim bana facebook üzerinden yazdı tarifi ve nasıl yazdıysa aynen onun diliyle aktardım,kopyala yapıştır yaptım.Aslında sadık kalmak meslek icabı birazda malum belgeler işimiz:-)

"Malzemeler:
  • 3 çorba kaşığı süt
  • 5 çorba kaşığı yoğurt
  • Yarım çay bardığı sıvı yağ
  • 3 yufka
  • 1 yumurta
  • 3 adet patlıcan
  • Arzuya göre kıyma, konulmayabilir de ama tarifte var ve bu fotoğraftaki börekte de var.
  • 1 adet orta boy soğan
  • Tuz
  • Karabiber 
  • Ve arzuya göre çeşitli baharatlar, kekik ama çok yakışıyor
Hazırlanışı:
  1. Patlıcanların tüm kabukları soyulur ve minik minik küp şeklinde doğranıp hazır edilir, soğan küp şeklinde doğranıp bir iki kaşık yağla kavrulur ve kıyma ileve edilir. 
  2. Daha sonra doğranmış patlıcanlar ilave edilerek suyunu çekip yağına binene kadar pişirilir, baharatlar ve tuz ilave edilerek iç harcı hazır edilir.
  3. Süt, yoğurt, yağ ve yumurtanın akı bir kaba konup iyice karıştırılır.
  4. Sonra yufkalara fırça yardımıyla bolca tüm yüzeye sürülür,iç harç bitene kadar bu işlem devem eder.
  5. Yufka şekilleri arzuya göre değişir ama sigara şeklinde daha fazla tercih edilebilir., üstüne de kalan yumurtanın sarısı sürülüp 170 derecelik fırında pişirilir,

    Afiyet Olsun Efenimmmm "
Bu tarif için Esraya tekrardan çok teşekkürler!

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Yemiştik,eksiltmiştik,toplamıştık :-)

Birkaç gün öncesinde Esra Karamürselde Salihaların bahçesindeki ağaçların birini bitirip birde ceplerine de doldurmuş gördüğünüz gibi:-)Ama ceb işini abartıp sepeti de yardımcısı yapmış.

Mezuniyet öncesinde arkadaşımız Esranın evini bastık!
Evet evet resmen bastık,15 kişi olduk ev sahibiyle toplam, bu sayı ile resmen basmış olduk.
Esra oraya gelen herkeste "esra ise geliriz muhakkak"denilen ilgiye nail olsa da bende bundan da öte bir hali vardır.Herkesin hayatında vardır illa ki onları taşımaktan gocunmayan,onlarla üzülen,onların yerine onlardan çok tedirgin olan..İşte bu ve bunun gibi bundan da öte hasletlere sahip insanlar bu dünyada varoldukça herhalde biraz daha uzak kalırız daha kötü günlerden.Allah insanı güzel insanlarla ödüllendirsin hep..
Ramazana girmeden önce bu sene ağırlandığımız böyle birkaç sofrayı yayınlamam lazımdı ama kısmet olmadı bir türlü,bu böreği de hem patlıcan zamanı olması hasebiyle hem de ramazanda çok güzel gidecek bir lezzet diye öne aldım,kesinlikle denemelisiniz!Sinem hemen tarifini almıştı ve 2 kere yaptı,patlıcanı ben çok severim benim de damak tadıma şölen yaptırdı.
Esradan tam 3 tarifin daha reçetesini bekliyorum,reaya önünde söyliyeyim ki tarifi almayı hızlandıralım değil mi?
Bir sonraki yazıda tarifi yayınlamak istiyorum çünkü bu güzel nimetlerin yoğunluğunda araya karışmasını istemiyorum.R
amazan sonrasına böyle sofraların hayali ile şimdiden hayırlı iftarlar.
 Banduma denilen Kastamonu yöresine ait bir tarif,ben ilk Asuman teyzede yemiştim ve harika idi yanlış hatırlamıyorsam 2 tabak yemiştim ki burada da öyle yaptım.
 Ah Elmalı Kurabiye!
 Anneme söylemek lazım zeytinyağlı dolma isteğimizi
 Daha yeni öğrendim ki bu kızartma diye sandığım şey bildiğimiz usulle kızaran değil de fırında yapılanmış!
 Patlıcanlı Börek yapın yiyin yine yeniden yapın yiyin hiç vazgeçmeyin
Peynirli börek daimidir vazgeçilmezdir.
 Salata gibi ortaya cacığı böyle düşünmemiştim ama çok güzeldi serin serin ah ah şimdi!
Neyse diyelim ve iftarı bekleyelim.
Birde bu sofradan sonra üstü dondurmalı sütlü tatlı vardı ama onu fotoğraflayamadım çünkü tam bir hengame vardı o an:-)

 Biz yedik,eksilttik,Allah artırsın sofrayı bizim tayfa kaldırsın!
Bir daha en son bizim evde toplanmıştık ama bun sofra Şermin ile son toplanmamızdı bir ara gene kenarlara kaçıp ağlamaklı oldu.4 senenin sonunda sığdırdıklarımızı tekrar düşündüğümüzde iyi ki o 4 sene yaşanmış ve bir 4 daha olsa yaşanır.

27 Temmuz 2012 Cuma

Közlenmiş Kırmızı Biberli Patates

Gece gece illa ki birşeyler yayınlama derdine düşüp harici disc de tarifler aradım durdum.Dün yaptığım ve lezzeti harika olup beğenilen poğaçalar fotoğraflanamadı,daha birde annemin zeytinyağlı fasulyesi tarif i vermesi için annemi beklemekte derken fotoğrafı içime sinmese de birkaç kere yaptığımız ve  yakın zamanda gene yapacağım bu basit ama harika lezzeti yayınlamak istedim!
Papatya prensesin anlatımıyla tavsiye ettiği ve o anlatırken kendisinin de basit birşey zaten diyorsun ama harika bir lezzet dediği bu yemeğe aynen bende böyle düşünceler geliştirmiştim ama inanın yanıltacak kadar leziz birşey oluyor.Annem bile çok çok beğenip ilk yaptığımızda 2 tabak yedi ki nadirdir birşeyi hele de kahvaltıda 2 tabak yemesi.Ramazanda sahur ya da iftarda farketmez yenebilecek güzel bir yiyecek,sahurda içim yanar derseniz muhakkak iftara da yapmanız tavsiyemdir nacizane.Geçtiğimiz günlerde fakülteden vs arkadaşlarımı ağırladığımızda da yapmıştım ve yine yeniden çok beğenilmişti.Bu kadar yazdıktan sonra kısaca anlatalım değil mi?

Özürler..
İlk başta "köz biber"yazıp hangi biber olduğunu eklememişim,düzeltme yaptım tekrardan özürler.


Hazırlanışı:
  1. Közlenmiş biberleri rasgele doğrayın.
  2. Minik minik doğranmış patatesleri kızartın.
  3. Kızarttığınız patatesler ile biberleri harmanlayıp yağlanmış bir fırın kabına boşaltın.
  4. Son olarak da rendelenmiş kaşar peyniri üzerine ekleyip önceden ısıtılmış fırına verin.
  5. Kaşar peynirleri güzelce eriyene kadar fırında tuttuktan sonra çıkartıp servis edebilirsiniz.
Afiyetler olsun.
Bu tarif için Papatya Prenses'e çok ama çok teşekkürler!

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Nohutlu Bamya


Oldu mu 6 gün!
Ömürden geçer derlerdi ya eskiler aynen öyle,biz bakıyoruz akan güzel  6 güne ve herbiri ömürden yiyip gidiyor.İnşallah bu güzel günleri idrak edip sıkıntıları bertaraf edebilecek güce erişebiliriz.
Bu sene annem misafirlerini ısrarla anneannemden yadigar kalan terasta ağırlayacak gibi görünüyor.Geçtiğimiz pazartesi Asuman teyzeler ve abimin bir başka arkadaşı ailesi ile geldi ve mangal yapıldı.Ben muhalefet etsem de güzel oldu aslında,bu şekilde anneanneme habire bir taşınma ve annemin sıcak nedeniyle iftarlara böyle  devam etmesi sürerse mangala doyulmuş bir ay ve de benim için tarif&yemek sıkıntısı olan Ramazan geçirilmiş olacak.Neden denilirse yapılacak yemekler benim için ilk defa oluşmuş olan bu boşluk süresince yeni tarifler olacaktı.Annem ömrünü mutfakta geçirmiş deyimini fazlasıyla hakeden bir kadın ki öyle denirdi zaten,bu sene herhalde onun yorgunluğu var biraz üzerinde ki Ramazan boyunca yaptığı diğer tariflerini eklemey çaışacağım.
Herkesin evinde nasıl ramazan bilemiyorum ama bizim evde gerçekten yemekler bitmiyor,yenmiyor.Bir sürü kişi ile yaptığımız iftardan dahi bugüne kalan birkaç şey oldu.Et yemeye düşkün aile üyesi ben bile az yedim.
Neyse Papatya Prenses den birşeyler çizdim bende,o da son yazısında annesiyle yemek didişmesini yazmış.
Bu güzel birşey aslında konuşabildiğimiz,aktarabildiğimiz muhabbetlerin olması.
Ramazanın kalan günlerinin bugünden daha güzle geçmesi dileğiyle.


Neyse bu senenin ilk misafirine ait sofrada tüketilen bamya,Sinem'e ilginç geldi ve çok beğendi(ki bamya severmiş)ben nohutsuz da nohutlu da seviyorum ama nohutla ayrı güzel.Annem bu şekilde yapmazdı ilk zamanlar ama sonra birinden öğrenmiş ev yanlış hatırlamıyorsam Adana bölgesinde böyle yapılırmış.


Malzemeler:

  • Yarım kilo bamya
  • 1 orta boy soğan
  • 2 adet sivri biber
  • 4 adet domates
  • 1 su bardağı nohut
  • 2 çorba kaşı yemeklik kıyma
  • 1 çorba kaşığı zeytinyağ
  • Tuz
  • Yarım çay kaşığı şeker
  • 1 adet limon(evde yoktu buna limon tuzu eklemişti annem)
  • 3-4 diş sarımsak(sarımsak da isteyen eklesin bunu da annem kendisi ekliyor)
  • Çok az pulbiber(arzu ederseniz)

Hazırlanışı:
  1. Bamyaları akşamdan ayıklayın,ardından yıkayıp süzdürün.Süzdürdüğünüz bamyaları  bir temiz bezin üstünde kurumaya bırakın.
  2. Ertesi sabah bir tavaya kıymayı,soğanı,yağı ve isteğe göre sarımsağı ekleyin.Pembeleşene kadar kavurun.
  3. Ardından kabukları soyulup minik minik doğranmış domatesi de ekleyin.Kapağını kapatıp 4-5 dakika kısıkta pişmeye bırakın.
  4. Pişen domatesli harcın içine bamyayı da ekleyin,tuzu,şekeri,isteğe göre pulbiberi,limonu ve son olarak nohutu da ekleyip kaşıkla hafif karıştırın.Suyunu da yaklaşık 1 su bardağına yakın ekleyin.Bir kaynama geldikten sonra kapağını kapatıp kısık ateşte pişmeye bırakın.
  5. Önemli not kaşıkla karıştırmayıp arada tavayı sallamak gerekiyormuş.
*Geceden kurumaya bırakmanın nedeni o sıvıyı salgılmayı önlüyor.Bu şekilde pişmesi 2-3 gün dursa da o sıvıyı salgılamayı engelliyor.

22 Temmuz 2012 Pazar

Kalabalık sofralarınız olsun!

Bu senenin ilk  iftar davetlisi arkadaşım Sinem oldu.Aslında aynı zamanda komşumuz da sayılması "hadi iftara gel"diyebilmenin rahatlığını da beraberinde getirdi.Kardeşlerimin evde olmaması nedeniyle biz evde kalan 3 kişiye yarenlik de etti sağolsun.
Birinci günü sofrada olan sakinliğe karşın ikinci gün daha zengin bir sofra vardı.Nohutlu Bamya,Ayranlı Çorba yanına Sebzeli Kuskusu yaptıktan sonra birde Patatesli Poğaça yapacaktım ama evde süt kalmaması nedeniyle yapılamamasına karşılık Sinemin yaptığı ve gelirken getirdiği patlıcanlı börekler telafi etti.Yeni denenmiş Sebzeli Kuskus beğeniye sunuldu derken değişik güzel bir akşam oldu.
Ben çok yiyemiyorum iftarda ve hakeza ailem de çok yemiyor.Normalde yemeğe düşkün olsak da oruçlu iken çok çabuk kesiliyor insan ve bu sebeple az öz tükettiğimizde kâfi gelebiliyor.Birinci gününde ayranlı çorba,komposto ve 1 köfte ile sofradan kalktığımı düşünürsek zaten bu sofra tatlı ile 5 çeşit olarak fazla bile geldi desem yeridir.
Misafir ile anlaşılan ve güzel olan Ramazan ayında,yalnız sofralara oturanlara,kapısını tıklatan kimsesi olmayanlara Allah yalnızlıklarını bertaraf eylemeyi nasib eylesin.Yaşadığımız her ana şükrederek varolan zenginliği arıtaracağımızın farkında olmamız gerekiyor.Çünkü karşılık beklemeksizin yapılması gerekse de Allah kullarına zenginliğini açıyor küçücük bir letafet karşılığında bu sebeple normalde de yapmamız gerekse de Ramazan ayında etrafımızı,yakınlarımızı daha bir farkedelim gözetelim.
Öğlen birde şekerpare tatlısı ile limonata yaptım.Evde eski usulle yapılan Limonatanın bende yeri ve anısı ayrıdır.Mavi büyük kovalarda yapılan limonatalar hep aklıma düşer her limonata hazırladığım zaman ki o zamanlarda bir gece bekletirlerdi hatta bu limonata için de annem bir gece bekleseydi dedi ama akşama yetişmesi lazımdı.Limonata tarifini de en yakın zamanda ekleyeceğim.

  
Annemin birçok yaptığı yemeği yayınlamak istesem de bendeki zaman sıkıntısı annemin el ayarı ile yapmasından mütevellit bu güzelim tarifler gecikmeli yayınlanıyor,herşeyde vardır bir hayır diyerek devam ediyoruz artık.Bamya çok severim böyle de ayrı lezzetli oluyor bütün püf noktalarıyla ilk bir sonraki yazıda inşallah yayınlayacağım.

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Her daim hoş gelir Ramazan-ı Şerif

"Bu sene de Ramazana kavuştuk seneye nasip kısmet" derdi anneannem ve bu seneye kavuşamadı.Geçen sene ramazanın 20.günü bu dünyadan ebedi istırahatgahına giden anneannemsiz ilk ramazan..
2.gün oldu hala anlayamadım ama umarım ileriki günlerde kavrayabileceğim.
Ramazanda kalabalıklar,sesler,renkler,gülüşmeler vs vs herşey bir ayrı güzel görünüp göze batmıyor.İnsan oruç ile içindeki birçok şeyi sindirebilme yetisine sahip olabiliyor.İdrak edebilen için ramazan-ı şerif ayrıcalıklarıyla varrolukern idrak edemeyenler bu tattan mahrum oluyor.
Dilerim Allah bizi de idrak edebilenlerden eyler..
Bu ramazan ilk gün tatlı ve komposto yapmak dışında birşey yapamazken bugün (yani 2.gün)4 çeşit şey yapabildim.Umarım ileriki günlerde muhabbetle taşan,yemeklerin bereketliliğiyle varolan,güleryüzlerin hediye olduğu sofralar bizleri bekliyordur.
***
Bu yemeği yaparken en son baharatları koyunca bir an kendimi Asya yemeklerinden hazırlar gibi hissettim.İngiltere'de geçirdiğim Ramazan'da yediğim Pakistan yemeklerinin kokusu etrafa yayıldı.Ramazan nedeniyle daha tadamasam da güzel kokuların yayıldığı bu yemek için iftar sonrası da tadına dair küçük bir not düşeceğim.

Sebzeli Kuskus*

Malzemeler:
  • 2 su bardağı kuskus
  • 1'er adet kabak,kırmızı biber,havuç,çarliston biber ve patates
  • 2 diş sarımsak
  • 9 çorba kaşığı zeytinyağ
  • 1'er tatlı kaşığı karabiber ve kimyon
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 tatlı kaşığı zerdeçal
  • Yeteri kadar tuz
Hazırlanışı:
  1. Sebzeleri jülyen doğrayıp,5 çorba kaşığı zeytinyağı ile soteleyin.
  2. Ayrı bir yerde,4 çorba kaşığı zeytinyağı ile kuskusu 3 dakika kavurun.
  3. 3 su bardağı su ekleyip,yumuşayana dek pişirin.
  4. Kuskuslar piştikten sonra karabiber,kimyon,tarçın,zerdeçal ve tuz ilave edin.Sebzeleri ekleyip karıştırın. 
Önemli bir not:İftara bize gelen arkadaşım da dahil olmak üzere annemlerden de övgü aldı.Bende çok beğendim Zerdeçalın o kattığı lezzet başlı başına birşey,herkese tavsiyemdir ki arkadaşım hemen tarifini istedi bende "bloga bakabilirsin yayında bile"dedim:-)
*Sofra dergisi 2010 ekim sayısından alınmıştır.
**"Harissa sos ile servis yapın"diye de not düşülmüş dileyen bu şekilde yapabilir ben sossuz hazırladım.

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Emine Teyzenin Patates Lezzeti

Bir gün çocukluk arkadaşım hani buralarda da zikrettiğim Fatma bize gene elinde güzel bir lezzet ile geldi.Yıllar önceydi tarih dahi hatırlamıyorum ama o güne dair aklımda ve midemde en kalıcı olanlardan biri bu nefis lezzet oldu.Hiç yememiştim böyle birşey  sonraki yıllarda bunun klasik birşey dahi olduğunu öğrenecektim ama benim için ziyadesiyle özeldi ve halen de öyledir.Annesi Emine Teyzenin klasik tatlarındandır bu patatesli lezzet,o tatlardan meşhur olan kurabiyesini de tez elden yayınlayacağım inşallah çünkü her seferinde fotoğraflayamadan bitti!
Bugün dışarıda buluştuğumuz küçük teyzeme sabah yaptığımdan bahsederkern "dolabta hep bulunmalı bu patatesli"dedim.Neyse bu sefer sözü uzatmayıp tarife geçiyorum,halen çevremde hiç denememiş,tatmamış arkadaşlarım için özellikle eklenmiştir diye de not düşüyorum.
***
Bu tarifi alırken bir isim almamıştım,onların not defterinde de isim yoktu patatesli yazıyordu.Bende Patates Lezzeti diye isim taktım:-)


Malzemeler:
  • 4-5 patates(büyüklüğüne göre değişir çok büyük bir patates 2 ya da 3 bile yetebilir)
  • 1,5 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  •  2 yumurta
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağı un
  •  Tuz
  • Karabiber
Hazırlanışı:
  1. Patatesleri soyup ufak ufak doğrayın.
  2. Bir kapta yumurtaları iyice çırpın ardından sıvıyağı,yoğurdu ekleyip karıştırın.
  3. Unu ve kabartma tozunu ekleyip karıştırdıktan sonra patatesleri ekleyip karıştırın.
  4. Tuz ve karabiberi de ekleyip karıştırın.
  5. Önceden ısıtılmış 200 dereceleri fırına verin ve kızarana kadar pişirin.

5 Temmuz 2012 Perşembe

Frambuaz Soslu Muhallebi


Dile kolay 4 sene geçti gitti bitti.
Buraya ilk başladığımda dershanedeydim ardından okul ve şimdi mezuniyet. Biraz daha küçükken bazen sıkıcı bazen de alaycı bir bakışla dinlediğimiz büyüklerin cümlelerini gün geçtikçe biz kurar oluyoruz.Örneğin benim "geçen gün ömürden"deyip benden birkaç adım önde olanlara benzemem gibi.Ömürden yediğimiz bu zamanlara irili ufaklı bir sürü şey sığdırıyoruz.5-6 yıla bakıyorum öyle çok şey sığmış ki!
Okul,dersler,mezuniyet derken ortaya karışık birşeyler yapıp durdum buralarda.Şimdi meuzn olmuş bir birey olduğum için ordan bakınca her ne kadar ahatlamış görünsemde aslında o kadar da kolay olmuyor."Biri biter diğeri başlar"dedikleri gibi birinin bitişi diğerinin de başlayacağının resmi oluyor.İşin özü daha debelenecek çok iş sayılı nefesin eşlik edeceği çok yol var.
Zamanı arada durdurup burada olmaya devam inşallah!
Bu yaz günlerinde aslında mutfağa giriyorum ama hep yapılmış,bilinmiş tarifleri üzerinden günü kurtarmış sayıyorum kendimi.El ölçüsü ile iş yapan annem nedeniyle de yemek yayınlamakta sıkıntı yaşıyorum bir yandan da bunu karşısında da dile getirdiğim annemi afişe etmiş oluyorum:-)
Neyse Ramazan geliyor inşallah yemekler de göz gönül açar.
Bu tatlı vişne soslu yapılacakken pazartesi günün alınan frambuazlar sayesinde uydurulmuş tatlımın üst kısmını da çevirdim frambuaza,iyi de oldu hatta bu sabah kahvaltıya gittiğimiz komşuya da götürdüğümüzde çok beğendiler!
Şeker ayarını sorduğumda Aynur teyze çok beğendiğinizi "light tatlı"gibi olmuş dediğini de unutamayacğaım.
Afiyet olsun bu sıcaklarda herkese..

Muhallebisi

1,5 litre süt
5 çorba kaşığı un
1 su bardağı+1 çorba kaşığı tozşeker
1 paket krema
150 gr kuvertür beyaz çikolata

Frambuaz sosu

750-800 gr frambuaz
2 paket tart jöle(küçük paket olanlar)
4 çay bardağı su
3-4 çorba kaşığı tozşeker

Hazırlanışı:
  1. Öncelikle unu,sütü,şekeri iyice çırpın pütürlerini bitirin.Ardından orta ateşte karıştırarak pişirin.Hazır olunca muhallebiyi kısıkta 2-3 dakika daha pişirip altını kapatın.
  2. Ayrı bir tavada kremayı ısıtın ve bir iki fokurdayınca çikolatayı ekleyip ve hızla erimesini sağlayıp altını kapatın.
  3. İlk başta hazırladığınız muhallebi ile çikolata ile olan kremayı birbirine karıştırıp mikserde 4-5 dakika çırpın.
  4. Hazır olan muhallebiyi servis edeceğiniz kaplara 2 parmak eksik kalacak şekilde paylaştırıp soğumaya bırakın.
  5. Bir taraftan da tart jöleyi suda şeker ile ezin frambuazları da pişireceğiniz kaba koyun ve üzerine hazırladığınız tart jöleyi yun.Orta ateşte çok karıştırmadan ve karıştıracağınıza zaman da narince karıştırarak pişirin.
  6. Bir iki kere kaynayıp kıvamlaşınca altını kapatıp sıcak sıcak muhallebilerin o kalan kısmını da bu karışımla doldurun.

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...