9 Aralık 2012 Pazar

Çetele

Akşam annemi tembihledim"bak uyanamassam muhakkak beni sabah erkenden uyandır"diye ve sabah yediye on kala gibi annemin seslenmesi hadi demesiyle yedi gibi uyandım.Uzun zamandır çıkamadığım yürüyüşlerime bu sabah tekrardan vira dedim.Evden çıkıp bizim yokuşu tırmanırken "benim bir blogum"var diye bir cümle kurdum kinayeli bir şekilde evet sanki unutmuş,yoksaymış gibi davrandığımı hissedip rasyonelliğe boğulmuş modern zamanlarda benim de bu dalgaya kapıldığımı düşündüm.
Evet somutlaştırılmışlığa meftunlaşan ruhlarımız bu gibi noktalarda "aman ne yapalım böyle de olabilir"deyip işin kolayına kaçabiliyor.Halbuki bu bir sorumluluk ve benim için bir yetiştirme aracı da.
Çünkü eğitim illa ki bir eğitmen başınızda olunca olmaz siz gözünüzün değdiği,elinizin ulaştığı,kulağınızın duyduğu,gönlünüzün hissettiği herşeyden etkilenip öğrendiklerinizin piramidine bir sürü parça eklersiniz.
Ben burada çok şey öğrendim ve hala da öğreniyorum.

Mutfak ve içinde yaşanan herşey bir ayrıntıyı kendi içine almış ömrümüzün diğer kısımlarında olduğu gibi.Biz bu kültürü geçmişten aldığımızı aktararak görevimizi ifa etmiş olamayız geçmişten aldığımıza eklediklerimizle biz de bir geçmiş oluştururz yarın bakacak olacaklara ve bununla beraber bu zenginliği daha da artırırız.
Anadolu kültürü diye bahsedilen anlayışın sadece "güzel günlerdi"diye nostaljik cümlelere sıkıştırılmadan yaşayarak,hissettirerek uygulamadan kopartılmaması bizi her alanda başarılı olmaya sevkeder.
Bugün bu söylediklerimle belki karmaşık bir ruh halinin de yansımasını gösteriyorum ama aslında size de ayna tutmuş oluyorum çünkü ne yazık ki halimiz budur.
Benim blogum daha çok yemeklerden oluşsada ne tamamen bir tarif blogu ne de bir günce.Elimden geldiğince kendi denemelerimle yeni birşey derdinde olup aynı zamanda klasikleşmiş olanları da isteyen doğrultusunda paylaşıyorum.Çünkü "her evin yoğurt yiyişi ayrıdır"lafzına da önem veriyorum.Bazen aynı dediklerimizin o kadar farklı tatlarda olduğunu görünce bu deyim benim zihnimde daha da bir yerleşiyor.

Nerelerden nerelere girdim yine yeniden,halbuki uzun zamandır ses vermeme dair yazacaktım.Bir ara yaptığım Balkan yolculuğuna atıfta bulunacaktım.
Evet kurban bayramında buralarda değildim 12 güzel insan ile 7 gece 8 günlük bir yolculuk ile 2200 km 6 ülke yapıp tekrardan kürkçü dükkanına döndük.Ama ben bir türlü toparlayamadım,mutlu olmak yaramadı herhal:-)
Geçirilen zamanların "nitelik"ile olmasından sebep daha da toparlanan bir zihinle başka şeylere hemhal olmaktan mutfakta sınırlı keşiflerde bulunabildim.En son yaptığım basit ama yerinde karışımlarla olan salatayı fotoğraflayamadım bile!Balkan ekibimizi ağırladığımda güzel cümleler kurulan bu salatayı tez elden yapıp güzelce fotoğraflayabilmek dileğiyle mutlu pazarlar..

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...