31 Aralık 2013 Salı

Papatya Prenses'e gideli de çok oldu! :-)

"Benim sofrayı da artık ne zaman yayınlarsın!"demişti Papatya Prenses
Ama ben seneyi bitirmeden yayınla düğmesine basmış olacağım:-)
Bir önceki yazıda Papatya'nın bize gelişini yayınlamıştım bildiğiniz üzere,bu buluşmadan çok uzun zaman geçmeden sağolsun o da beni çağırdı.
Aylinden Denemeler blogunun sahibi Aylin'in geleceğini söyledi ve beni de davet etti sağolsun ki ben her ay gitsem beni ağırlayacağına eminim Papatya'nın,ama işte benim vakit sıkıntılarım..
Sağolsun sayesinde Aylinden Denemeler blogunun sahibi Aylin ile de tanıştım ve çok memnun kaldım..
Her zaman ki gibi çok güzel şeyler yedik ve öncesinde harika bir sofra ile karşılandık,neye baksam bir ayrıntı karşıladı bizi ve şaşırttı ama mutlu da etti!
İnsan bunları görünce gördüğü değer mutlu ediyor ama bununla beraber kendine de değer verir hale geliyor,herkesin önünde bir dahi çok ama çok teşekkür ediyorum bu sofra,hediyeler,hazırlıklar vs ve en önemlisi hissettirdikleri için..

Benim tabağım
:-)


İçindeki ayraç Papatya prenses'e ait olsa da şu tatlı balıklar da taa uzaklardan bizim için gelmiş..
Kalp Kurabiye Deniz'in el emeği..
Ona da ayrı ayrı teşekkür ediyorum..


Bu sofrada yediklerimden sonra ertesi gün öğlen birşeyler yedim ve o denli yiyince şu şerbetten içemedim,hala aklımda..

Balık kurabiyeyi yedi!
:-)


Seneyi bitirmeden bu senenin son yazısını da böylece yazmış oldum..
Herkese huzur,sakinlik,kendine dönüp birşeyleri anlamaya çalıştığı zamanların gelmesi dileğiyle mutlu seneler..

29 Aralık 2013 Pazar

Papatya Prenses geleli çok oldu!


Fonda Imany ve Buika çalıyor..
Günlerdir,yok aylardır bu yazı bekleniyor..
Kimse beklemese dahi Papatya Prenses bekliyor&kızıyor&uyarıyor vs vs..
Hep döneceğiz diyoruz ama zaman,ömür,içindekiler hepsi birden izin vermeyince artık sözler veremiyoruz ve böyle bir akşam silkelenip yazıyoruz,sonrasına rabbim kerim!
***
Ama Zeynep bir türlü bu yazıyı yayınlayamadı diye devam etmesi lazım yazının başlığının..
En son eklediğim börek tarifini verdiğim günlerde yaklaşık 2 senedir ağırlayacağım Papatya Prenses evimizi şereflendirdi,nezaketiyle ruhumuza dokundu sağolsun..
Elinde bir poşetle geldi ve poşet hazırlanmıştı hadi olabilir dedik,ardından içinden çıkan paket "hadi canım,pes"dedirtti!
Hediye paketi dahi benim zevkim,sevdiğim şeyler dikkate alınıp yapılmış(ki arkadaş bu muhabbetlerde bende severim diye laf etse de :-) )o an çok ama çok mahçub oldum.Sonrasında aileme,arkadaşlarıma herkese anlattım gösterdim.İçindeki güzel hediyelerini o gün fotoğraflamayı unuttum,ardından annem benim için bir yere kaldırınca bir türlü çekemedim.En yakın zamanda çekebilirsem bu yazıya ekleme yapabilirim.

Hediye paketim içinde!


Paketin güzelliğine bakınız,açmak istemedim kalsın öyle dedim bir an..


 2 kişilik kahvaltı soframız


Cheesecake istemişti bende yaptım!
Ve çok beğendi…


Prenses tabağı olsun dedi birde sayın Papatya Prenses :-)


Salatamız da blogda bundan önce yayınladığım közbiberli&hellimli salata

bildiğiniz üzere bu yazıdan önce yayınlandı..

15 Ekim 2013 Salı

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun ve..



Biliyorum bu bir et bayramı değil
Bir anlamı,maksadı,mesajı var..
Ki yüce yaradan şu alemde herşeyin bir karşılığını vermiş sesimiz bile çıktığında aksi bir yere vuruyor ve yankısını duyuyoruz..
Bu sebeple ondan gelen herşey kendi içinde anlamlı..
Dilerim bunları anlayan,bilen,hisseden ve uygulamak için çabalayn kullardan olmuşuzdur,olacağızdır..

Birde şöyle de eklersek,hem köklerim itibariyle(doğulu olmak)hem de damak zevkimden sebep bir etseverim ama yanında zeytinyağlıya da bayılan balık da çok seven biriyim..Bunu neden belirttiğimi ne gereksiz bir açıklama diyen olursa şundan sebep diyorum.
Bu bayram bir et bayramı değil,evet bende çok seviyorum kavurmaya bayılıyorum etli yemeklere kebaba hayatta hayır diyemem ama bu bayram evine et götüremeyenlerin,alamayanların,yıllarca belki yiyemeyenlerin bayramı bizim gibiler Allah(c.c.)tarafından aracıyız..
Bu sebeple eve gelen etleri elimizden geldiğince fazlasıyla vererek buzluk doldurmayalım gönül keselerini doldurup tebessüme doyalım..
Eve getirmeyenlerin de dilerim nereye gittilerse onların karınlarını ziyadesiyle doyurup aracı olmuş kişilere,kurbanını bu şekilde verenlere de ruh doygunluğu nasib olsun..

Sözün özü der isek 
Kurban bayramınız mübarek
Edilen dualarınız kabul
Ruhlarınız temizlenmiş
Birilerinin yüzleri gülmüş
Hoş sohbetlerin olduğu sofralarınız
Üzerlerine muhabbet ile içilmiş kahveleriniz 
ve hepsiyle beraber bayramınız bayram gönülleriniz şen&ferah olsun..

9 Ekim 2013 Çarşamba

Kıymalı Börekler Güzeldir!

Fotoğraflar Papatya Prenses'e aittir
bir sonraki yazıda anlaşılacaktır neden olduğu
:-)
Kıymalı börekler güzeldir
içinde kuş üzümü olursa daha güzeldir
hele birde dolmalık fıstık var ise tadından yenmez sadece seyredilir bitmesin,tükenmesin diye
:-)
Biliyorum şimdi bu girişi okuyan aaa böyle bir börek tarifi var herhalde diyecek ama sizi yanıltmış olacağım çünkü tarif böyle değil :-(
Açıkçası gece 23:00 civarlarında börek harcı hazırlayan ben kuş üzümlü kıymalı bir börek hazırlayıp içine soyulmuş tuzsuz badem atmayı düşünürken soğan kavuruyordum ve ardından kuşüzümünü de dolabtan çıkarayım yıkayıp ılık suda bekleteyim derken baktım ki kuşüzümü yok!Düşünüp dururken birçok şeyi taşıdığımız yazlık eve kuşüzümleri de gitmiş o sebeple kuş üzümü evde yok.Ne yapsam diye düşünürken kuru domates aklıma geldi ve hemen çıkarttım oldu mu başka bir börek!
Kuş üzümü ile domates kurusunun vereceği lezzetin farklılığı var tabi ki ama sonuç olarak her koşulda kıyma ve soğanın bileşkesi ile olunca bu börekler pek bir leziz ve güzel oluyor.
Çok lakırdı ettikten sonra işin özü bu tarifi de yayınlayayım bir ara inşallah kuşüzümlü olanı da yayınlarım diye sözümü de vermiş bulunayım.


Badem&kurudomates ile Kıymalı Börek

Malzemeler:

  • 4 yufka
  • 2 su bardağı yoğurt
  • 1 büyük boy çay bardağı sıvıyağ
  • 1 yumurta
  • Ü
    zeri için: 1 yumurta sarısı
  •                  2-3 kaşık süt
  •                  1 çorba kaşığı zeytinyağ
Kıymalı harç için

  • 250-300 gr orta yağlı kıyma
  • 3 orta boy soğan(benim soğanlar ufak olduğu için 7-8 tane kullandım)
  • 1 büyük boy çay bardağı ayıklanmış,soyulmuş tuzsuz badem
  • 1 avuç kurutulmuş domates
  • Tuz
  • Karabiber
  • Zeytinyağı
Hazırlanışı:

  1. Öncelikle soğanlar soyulup yıkanır ardından minik minik doğranır.
  2. Tavaya doğranan soğanlar ve zeytinyağı konduktan sonra orta ateşte kavrulur.
  3. Pembeleşmiş soğanlar rengi hafif koyulaşmaya başlayınca kıyma eklenir ve kıyma kavruluna kadar tekrar kavrulur.
  4. Bir taraftan domates kuruları yıkanıp ılık suda bekletilir.
  5. Bademlerde yağsız tavada hafif kavurulur ve bekletirili.
  6. Soğan ile kavrulan kıyma hazır olduktan sonra bekletilmiş ve ardından minik minik doğranmış domates kuruları eklenir.
  7. Karabiber ve tuz da eklenip karıştırılır ve altı kapanır.
  8. Altı kapanan harca bademlerde eklenip güzelce karıştırılır
  9. Harca hazır olduktan sonra yoğurt,yumurta ve yağdan oluşan sıvı karışım hazırlanır.
  10. Yufkaları dörde bölüp hazırladıktan sonra kesilen her parçanın bir yüzüne sıvı harcı sürülür ve büyük kısmına kıymalı harcdan konup yayılır ardından ucuna doğru sarıp edilen rulo gül şekline getirilir.
  11. Yufkalar bitene kadar bu şekilde işlem yapılan börekler yağlı kağıt serili tepsiye dizilir.
  12. Üzerine için yumurta sarısı,süt ve zeytinyağı karıştırılır ardından böreklerin üzerine sürülüp önceden ısıtılmış 200 dereceli fırına verin.

4 Ekim 2013 Cuma

Londra'da iftar&Lebanese Cuisine

2010 yılının Ramazan ayının son günlerinden bir cumartesi Ayşe ile buluşmak için Edgware Road'ın girişinde beklemekteyim.
Ayşe geldi ve Edgware Road da yürümekteyiz.Londra'da yaşayan ya da yaşamış,gezmiş olanlar bilir bu bölge Killburn'a gider ve Arab nüfusu yoğundur ki Killburn da müslümanların ziyadesiyle yaşadığı bir yerdir.Cadde üzerinde muhabbet ede ede yürüyoruz ve iftar için bakınıyoruz,ne yesek diye düşünüyoruz şurası nasıldır diye kendimizce soruyoruz zaman da ilerlemekte derken o caddeyi nerdeyse iki kere turladıktan sonra bolca bulunan Lebanese Cuisine yani Lübnan Yemekleri olan bir dükkana  girdik.Bu sefer ne istesek diye bakarken Ayşe yanlış hatırlamıyorsam döner  bende Lübnan yemeklerinin olduğu tabağı istedim.Tabak geldi benim için şölendi,Humus,falafel,tabbule,bir ya da 2 çeşit birşey daha ve şu altta fotoğrafınızı gördüğünüzden vardı.Her biri ayrı lezizdi zaten değişik yemekleri seviyorum hele bu tarz leziz olanlarını ayrı seven biri olarak harika olmuştu..
O gün böyle güzel başlamış ve ardından da çok güzel ilerlemişti gec vakitlere kadar ve o günün bana en güzel hediyelerinden bir diğeride Ayşe ile asıl o gece başlayan dostluğun bugüne kadar artarak sürmesi oldu..
Bu sabah uyandığımda artık İngiltere fotoğrafları görünce içimin yandığını ve gerçekten çok ama çok özlediğimi hissettim,nesi var diyeceğimiz bir memleket belki buralardan bakıldığı için ama benim için hala çok özel,güzel..

Regents Park,Greenwich,Wimbledon yolları,Southfield istasyonu,Oxford Street den başlayıp At müzesine kadar yürümek ,British libraryden aşağılara doğru yürüyüp sonra British museumdan çıkmak ve hatta Peckhamda dolanmak:-)
Daha çok şey yazabilir söyleyebilirim,ben özledim oraları ve özellikle Londra'da biriktirdiklerimi..

***


Bu yemek onlara has birşeymiydi yoksa yöreselmi tam olarak bilemedim ama geleneksel yemeklerin olduğu tabak olarak sunuluyordu.Tarif de almadım,benim yediğim aynen bu şekilde gelmişti içerik de fark olabilir bilemem ama 3 senenin sonunda ilk kez burada denedim,tadı yakaladım ve güzel oldu.
Bunu deneyen birisi olursa muhakkak olumlu ya da olumsuz yorumlarınım merakla bekliyorum.

  • Bostan patlıcanlarınızı alacalı soyun ve çok kalın olmayacak şekilde yuvarlak olarak kesin.
  • Kestiğiniz patlıcanları bekletmeden kızgın yağa atıp kızartın.
  • Kızarırken ara ara çevirip kızartın,kızaran patlıcanları havlu kağıt serili tabağa alın.
  • Ne kadar kızartıldıysa patlıcanınız,hepsi bitince servis tabağına ya da borcama dizin.
  • Domateslerinizin kabuklarını soyun ve ufak ufak doğrayın.
  • Doğranan domatesleri pişireceğiniz tavaya alın tuz ve şeker serpip suyunu çekene dek pişirin.
  • Pişen domates sosunuz ılımaya durunca patlıcanlarınızın üzerine paylaştırın.
  • İnce ince kıyılmış maydonoz üzerine bolca ekledikten sonra servise hazır.

21 Eylül 2013 Cumartesi

Bir kurabiye ile açılsın yeni zamanlar..

Dün gece saat 1'den 2'ye kadar yemek bloglarında gezindim durdum..
Bu sene yaz ayları biraz savruk geçti,birazı Yalova'da birazı İstanbul'da sonra Ağustos sonu Diyarbakır'a gittim 6 günü de orada derken biraz yollarda geçti hoş memnun değil misin diye soran çıksa hayır memnunum da derim.
Bazen rehavet,bu savrukluk,yaş sıkıntıları gibi özel sebepler vs vs derken herşey birbirine giriyor ve hiçbirşey yapmak istemiyorsun.Bundan önce vakitsizlikte,aynı tarifleri vs yapmaktan blog güncellemesinde sıkıntı yaşarken şimdi ilk defa hiç olmaz sandığım sebeplerden blogla ilgilenemedim.
Hayatımda ilk defa mutfağa girmek istemedim,birşeyelr yoğurmak istemedim,halbuki ben mutfağa sıkıntımı atmak için girerdim,yaptıklarımın değersiz olduğunu düşünüp yapmadım vs vs derken zaman geçti
Dün gece bloglarda gezerken birşeyleri ne kadar özlediğimi gördüm,mutfakta uğraşma isteğimin depreştiğini gördüm ki hala önceki gibi olmasada ufak ufak hareketlenmeleri hissettim.
Yaz aylarında yazlıktayken,ramazanda vs sofralar da kurduk tarifler de yaptım ama rutin bir haldeydi tetikleyen birşeyler olmadı bende çabalamadım ama şimdi sevdiğim aylar geldi ve Eylül ayındayız her ne kadar son günlerine de girsek de..
Bu sabah Soframız Hale'nin kurabiyesiyle "Vira Bismillah"dedim ki bu süreçte ara ara ziyaret ettiğim bazılarından tariflerde aldım ama sabah malzeme açısından en rahat yapabileceğim bu kurabiyeydi ve bu kolay ama benim için çok çok leziz olan bu lezzeti çok çok uzun zamandır yapmak istiyordum nasip benim hareketlenmem içinmiş.


Yukarıda da bahsettiğim gibi tarif Soframızın tatlı sahibi Hale'ye ait,tekrardan ona çok çok teşekkür ediyorum bu güzel tarif için çünkü benim çocukluğumdan beri sevdiğim klasik kurabiyeler gibi oldu.Bu arada bir dipnot ikinci tepsiyi fırında unutmuşum kahvaltı sırasında ve birinci tepsiden daha fazla kızarmış ilk başta üzülsemde yediğimde birinciden daha çok beğendim çünkü ben kurabiyeyi sert severim bu sebeple ikisini de fotoğrafladım isteyen o şekilde yapsın benim gibi sert seven de biraz daha fazla pişirebilir.
İsteyen alttaki tarife göre yapabilir isteyen de buradan asıl yerinden bakabilir.

Anam Babam Kurabiyesi

Malzemeler:
  • 1 su bardağı şeker(dolu dolu yapmadan)
  • 1 yumurta
  • 1,5 türk kahve fincanı yoğurt
  • 3/4 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 250 gr lık tereyağı 1/3 (orijinalinde margarin ve 1/4)
  • Üzeri için şeker ya da susam
  • Aldığı kadar un(benim de yaklaşık 3,5-4 su bardağı un oldu)
Hazırlanışı:

  1. Un dışındakileri karıştırıp ununu azar azar ekleyin,çok sert bir hamur olmamasına özen gösterin ardından ceviz büyüklüğünde hamur alıp yuvarlayın yumurta akına bulayıp ardından susam ya da şekere batırıp yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizin.
  2. Önceden ısıtılmış 180 dereceleri fırına verin.

Bu yazı ve kahvaltı ile silkelendiğimi yeni bir döneme gireceğimi düşünüyorum..
Dualarınızı eksik etmemenizi en büyük dileğim..

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Kuru Domatesli ve Taze Baharatlı Milföy

Sahura ve iftara yapılacak pratik ve leziz bir tarif.
Ben çok severek yemiştim dilerim deneyenler de aynı memnuniyeti alır.
Bu arada İGLO nun milföylerinin çıtırlığını ilk defa tattım gerçekten çok güzeldi.
Bundan sonra İGLO ile de milföylü tatlar yapmak gerekiyor.


Malzemeler:
  • 20 gr kuru domates
  • 5 dal taze kekik
  • 5 dal taze biberiye
  • 10 dal taze nane
  • 3 yemek kaşığı ziyah zeytin
  • 4 yaprak İGLO milföy hamuru
Hazırlanışı:
  1. Kuru domates,ziyah zeytin,taze biberiye,taze kekik ve taze naneyi ince kıyım doğrayın.
  2. Bir yaprak İGLO milföy hamuru üzerine doğradığınız malzemeleri ekleyin ve diğer milföy yaprağını üzerine kapatın.
  3. Merdane yardımıyla inceltilip istediğiniz şekli verin.180 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
Not:Zeytinli malzeme kalınca isteyen üstüne de biraz ekledi,bizimkilere de bizde üzerine biraz ekledik.

16 Temmuz 2013 Salı

İGLO ile EKS'de leziz yemekler!

Ramazandan önce IGLO için EKS mutfak akademisinde yemekler pişirdik.
Sağolsun Tijen Aktay ve akademi çalışanları tarafından çok güzel ağırlandık ve de güzel yemekler pişirdik.
Balık çok sevdiğim için yaptığımız her 2 çeşit balık benim için güzel bir lezzetti.Zeytinli milföyler ise benim gibi zeytine ve domates kurusuna düşkün biri için enteresan bir tattı ki ben onları çok beğendim.İrmikli tatlı ise bugüne kadar denemediğim tarzda bir tatlı oldu.

Domates Soslu Somon

 Patates Salatalı Çıtır Çipura
Alttaki fotoğrafta salatası,2 balığı yanyana koymuştuk.

 Vişne Soslu İrmik Tatlısı

Kuru Domatesli ve Taze Baharatlı Milföy

IGLO ve Tijen Aktay'a buradan bir kez daha teşekkür ediyorum..
Tabi ki beni haberdar edip gitmeme vesile olan  Papatya Prenses'e ise defaatle teşekkürler.

9 Temmuz 2013 Salı

Ramazan-ı Şerif&Zeliha Teyzenin Dereotlu Çörekleri



Üç ayların en güzel zamanı geldi çattı.
Bugün Allah'ın izniyle "vira Bismillah"dedik ve ilk niyetimizi ettik.
Rabbim bir dahaki senelere de hayırlısıyla çıkarmayı ve sevdiklerimizle tekrardan iftar sofralarına oturmayı nasib eylesin ve tabiki bu senenin de en güzel şekliyle geçmesi dileğimiz,isteğimiz,çabamız olsun.
***
Anneannemi 2011 Ramazan-ı Şerif'de kaybetmiştik,şimdi onsuz ikinci ramazanımız..
Sahur,iftar hep aklımızda ve tevafuktur ki 2013 Ramazan'ında ki ilk tarifin içinde olduğu tabak anneannemden yadigar bir pasta tabağı,o pasta tabağından 2 tane kalmıştı birini ben aldım kenarında çok hafif kırık olmasına rağmen birgün kendi evimin duvarına asmak dileğim..
***
Ramazana çok zaman var iken yaptığı ve ziyadesiyle beğenilen bu çöreklerde Ramazan tatları için başlangıç olsun.Hatim duası ettiğimiz zaman bize sıcacık bu çöreklerden getiren Zeliha teyze ve kızları Derya,Medine ve Hülya'ya buradan da tekrardan çok ama çok teşekkürler.
Zeliha Teyze'nin Dereotlu Çörekleri

Malzemeler:

1,5 kalıp yağsız beyaz peynir
1 çay bardağı sıvıyağ
1 su bardağı süt
1 paket kabartma tozu
İnce kıyılmış dereotu
1 tatlı kaşığı şeker
Aldığı kadar un

Hazırlanışı:

Un dışındaki bütün malzemeleri elinizle bir karıştırın.
Ardından azar azar unu ekleyin.
Poğaça hamuru kıvamına gelince bir yarım saat dinlendirin.
Dinlenen çöreklerden ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayın 
hafif elinizle bastırın.
Tepsine dizdiğiniz çöreklere yumurta sarısı da sürüp önceden ısıtılmış 180 dereceli fırına verin.



28 Mayıs 2013 Salı

Bezelyeden de çorba olur*

Pazar günleri evden pek çıkmam,haftaiçi yoğun bir şekilde dışarıda zaman harcanınca daha bir  külfet oluyor ve şehir hayatında pazar günleri adımınızı dışarıya atmak elzem değil  ise gerçekten çok sıkıntılı olmakta.Pazar günleri kuşların güzel sesi ile uyanmak ardından ya yürüyüş ya da kitap okumak ve sonrasında güzel bir kahvaltı sofrası ile devam etmesi haftanın bütün yükünü alıyor.Sonrasında annemle ve bazen kahveye misafirle kahve keyfi amma bu kadar güzellemenin üstüne de amelelik güncemi tutmaya başlıyorum.Yapmam gereken işler oluyor,kütüphanede temizlik,masada düzen,evin her daim yenilenen işleri derken akşamına bitkin oluyorum.Son dönem yeni tarifler bile denemiyor(d)um hem üzerimdeki atalet,yoğunluk hem de pazarları başka şeylerle fazla hemhal olmam..Dün şükür bunu kırdım,kaç zamandır tarifini alıp deneyeceğim çörekleri denedim ardından da ne çorbası içsek konuşmaları geçtikten sonra bir kere sadece bezelyeden de çorba varmış diyecek kadar aklımda kalan,tarifine dair hiçbir bilgim olmadığı halde bezelye çorbası yapmış oldum.Aslında birkaç hatta bazen birçok deneme sonrası eklesem de bu çorba iyi sonuç verince bende bezelye zamanı kaçmadan yayınlayayım istedim.

Bezelye düşünce yaz geldi hissi olur bende halbuki çilekler,erikler en güzel habercidir.Birde annemin yıllar önce sık yaptığı orman kebabı vardı içinde bezelye olurdu ve çok severdim.Bizim evde genelde yemeği yapılır,kıymalısı ve bazen tavuklusu birde garnitür olarak sık tüketilir.Ama çorba olarak hiç denenmemişti.Kendimce çıkarımlar yaparak hızlıca birşeyler yaptım,beğenildi dilerim sizler de deneyince aynı beğenilere sahip olabilirsiniz.Şimdiden afiyet olsun!

*Bu arada "Kremalı Bezelye Çorbası"diye adlandıracağım çorba için sofrada bu cümleyi kuran abim ve kardeşime gelsin bu başlık dedim:-)

Malzemeler:

  • 2 su bardağı bezelye
  • 3 su bardağı su
  • 1 paket süt kreması
  • 1 çorba kaşığı un
  • 1,5 çorba kaşığı tel şehriye
  • Tereyağ
  • Zeytinyağı
  • Tuz
  • Su
Hazırlanışı

  1. Öncelikle bezelyeleri 3 su bardağı su ile bir tencereye koyun ve haşlayın.
  2. Haşlanan bezelyeleri içindeki suyu ile birlikte blendırdan geçirin.Hazır olduktan sonra onu bir kenarda bekletin.
  3. Başka bir tencere tereyağını,unu ve tel şehriyeyi koyup unun kokusu çıkana,pembeleşene kadar kavurun.
  4. Kavrulan unu tel süzgeçle karıştırırken blendırdan geçirdiğiniz bezelyenizi de yavaş yavaş karıştırın.
  5. Ardından 1-2 bardak su daha ekleyin.Bu kısımdaki su için kesin ölçü veremiyorum çünkü çorbanız çok katılaşmassa bu yetebilir ama katılaşırsa artırabilirsiniz.
  6. Kremayı ekleyin ve ardından göz kararı tuzunu da ekleyip bir taşım krema ile de kaynadıktan sonra çorbanız hazır olmuştur.

18 Nisan 2013 Perşembe

Bahar Gelmiş!


İnsan herşeye nail olacak kadar değerli bir o kadar da uzak..
Zaman ilerlerken anladıklarımızın üzerine yenilerini ekleyip anlamlandırdıklarımızı da çoğaltıyoruz ve bunlarla büyüyoruz.Dün kayıp diye gördüklerimizin bugün kazanç olarak önümüze gelmesi aldığımız nefesin şükrünü de beraberinde getiriyor.Bir insan neye inanıyorsa bunun farkına vardığında doğan güneş de başka oluyor çalan müzik de alınan bir eşya da denenen "yepisyeni"bir karışım da..
İşte son günlerde bir başka hissedebildiğim bu süreçte yeni birşey denedim ve hızla yayıldı!Bu tabi daha da artırdı sevincimi,geçtiğimiz günlerden bir sabah kütüphanedeki ekip ile edeceğimiz kahvaltıya ilk kez hazırladım ve çok beğendiler.Sonrasında evdekilere yaptım,annem bugün bir yakınımızın kuranına yaptı orada da herkes çok ama çok beğenmiş.Hepsinin üzerine sabah da teyzeme tarifini verdim,geçen pazardan beri fotoğraflar bekliyordu artık bu kadar tarif isteğine karşı yayınlayayım geciktirmeyeyim dedim.
Çok ama çok basit olsa da sık sık dediğim gibi bazı karışımlar kendilerine has bir lezzette oluyor,onlara hiç dokunulmayacak nasılsa öyle yapılacak ve birde herşeyi biribiriyle karıştırmamak lazım uyum önemli.Dilerim deneyecekler memnun kalır.
Kırmızının kattığı renkten sebep alacalı ismini verdim bu yeni karışımada.

Alacalı Kanepe


  • Tost ekmeği
  • Közlenmiş kırmızı biber
  • Labne peyniri
  • İri kıyılmış ceviz içi
  • İncecik doğranmış maydonoz


Hazırlanışı:

Köz biberleri minicik doğrayın,kıyılmış maydonozu,cevizi de hazırlayın.Hepsinin labne ile harmanlayıp dörde ya da üçgen parçalara böldüğünüz tost ekmeklerine sürün.Üzerlerine de son olarak çörekotu serpin.

13 Mart 2013 Çarşamba

Pazar kahvaltısına güneş açtı

Ben niyetlendim,fotoğraflar çektim,yazılar oluşturdum,sofralar kurdum..Bunların hemen üzerine yeni alınmış 35 günlük bilgisayar teknik servise gitti!
Farkındayım şaka gibi dursa da aynen böyle oldu,götürdüğümde hala şaşkınken şu an önümde bilgisayarım bunu yazarken de ne yapalım kısmet böyleymiş diyebiliyorum.Bunlara rağmen fotoğraf çekmeye devam ettim makinede bekliyorlar.Aynı zamanda bilgisayar ile gitmesinden korktuğum fotoğrafların da gitmemesiyle rahatlamış oldum..Teknik servis'den bugün "umarım bir daha böyle bir sorun için gelmiş"olmam diyerek ayrıldım.
Bilgisayar gitmeden önce çekip önce fotoğraflarına sonra da yeme faslına geçince lezzetine mest olduğum(uz) salatayı yayınlayayım istedim.

Geçtiğimiz pazarlardan birinde ettiğimiz kahvaltıya hazırlamıştım,pazar günlerini böyle işlerle uğraşabilmek adına iple çekiyorum.Hatta geçtiğimiz günlerde aldığım peçeteleri kullanırken çocuklar için aldığım güneşlileri kullanmak isteyince yazının başlığı da çıkmış oldu.
Bu salatanın yayınından önce kaç kişiye tarifini verdim hatta verirken "yahu çok basit,hemen yapılır"diye de ekledim.

Hellimli&Kırmızı Biberli Yeşil Salata

Hazırlanışı

Yıkanmış kıvırcıklar ve maydonuzu güzelce doğrayıp salata kasesine koyun,içine közlenmiş biberleri de minik minik doğrayıp ekleyin.
Bir yanda hellim peynirinizi kızartın ve soğutun.Soğuyan hellimleri de doğrayıp üzerine ekleyin.En son zeytinyağı ve nar ekşisini bir kapta karıştırıp üzerine gezdirin.
Basit ama yanyana getirilince ne de güzelmiş dedirten birşeydi,umarım sizler de beğenirsiniz.

26 Şubat 2013 Salı

Tavuklu Salata

Tavuk etini pek sevmem hatta elimden geldiğince tüketmiyorum.Son dönem çıkan söylentilerin etkisi ile olmuş birşey değil herhalde ailemin geldiği topraklardan sebep genlerle ilgili bir durum,benim için "et"denince kırmızı et diye zikredilen ettir.Köfte ise hayatımın vazgeçilmezlerindendir..Amma velakin tavuğu da bazen böyle birkaç lezziz yiyecek sebebiyle tüketiyorum(tirit,salatalar,tavuklu spesiyal lezzetler).İşte bu salata da onlardan biri oldu.Kübranın komşusunun tarifi imiş bu salata ve neffisti.Öncelikle Kübra'ya ve komşusuna çok ama çok teşekkürler.Bu arada bir arkadaşımız resmen bayıldı bu salataya,malum diğer yazıda demiştim yarısını yedi bu güzide şahsiyet..
Afiyetler olsun..


Tavuklu Salata

Malzemeler

  • 2 adet tavuk göğsü
  • 6 çorba kşığı yoğurt
  • 5 çorba kaşığı mayonez(bu sayıyı isterseniz bir kaşık azaltabilirmişsiniz)
  • Kornişon turşu
  • Mısır
  • İri dövülmüş Ceviz içi
  • Dereotu
  • Tuz
Hazırlanışı:

  1. Tavuklar düdüklüde 20 dakika kadar haşlanacak.Eğer tencerede haşlıyorsanız kendiniz ayarlarsınız.Tavuğu haşlarken biraz tuz atılacak.Tavuklar fazla haşlanmayıp az diri kalacak ve haşlanan tavukları iyice didikleyeceksiniz.
  2. Kornişon turşu küçük küçük doğranacak(ne kadar ufak doğranırsa o kadar güzel olurmuş)
  3. Bir karıştırma kabına didiklenen tavuğu,doğranan turşuyu ekleyin.Ardından incecik kıyılmış dereotunu,mısırı ve iri dövülmüş cevizi ekleyin.
  4. Son olarak yoğurt ve mayonezi ekleyip iyice karıştırın.Bu arada yoğurt da susuz kısımdan olacak diye de not eklenmişti.

24 Şubat 2013 Pazar

Yedik İçtik Yine Yeniden



Geçtiğimiz haftalarda Edebiyatçı Kübra'nın evinde toplandık.Yaklaşık 17-18 kişi idik.Bizim ekib biraz geniş birde aynı isme sahip olup farklı dallarda çalışanları mesleklerie göre böyle ayırdık;eczacı Kübra-edebiyatçı Kübra gibi.
Kübra aslında bize bir Çerkes yemeği yapacaktı ama bir dahakine kaldı,bu sözü unutmuyoruz Kübra buradan duyurulur.Kübra'nın ailesi aslında Kosova'dan göç etmiş olup aslen Çerkesler birde bunun üzerine anne ve babasının Alaman geçmişleri de girince baya bir harmanlanmışlar.Zaten bu adı geçen hatuna baksanız buralı değil Alman dersiniz:-)
Allah razı olsun buradan da tekrar herşey çok ama çok güzeldi hele bu yazıda yayınlayacağım tatlının orijinalliğini çok sevdim.Şu notu da düşelim gördüğünüz tavuklu salatanın resmen yarısını içimizdeki bir arkadaşımız yedi!:-)Kendisi aşırı et&tavuk düşkünüdür de..

İşte o meşhurs,silinip süpürülen Tavuklu Salata!Bu da gelecek tarif inşallah..
Harika,neffis bir Mercimek Köftesi idi.Ayıptır söylemesi ben çok severim de..
Yoğurtlu Havuç Salatası
Kasımpaşa Marla Pastanesinin meşhur bir tatlısı

Yoğun Fındıklı Kurabiye benim yıllar önce yaptığım ve bloga eklediğim bir tarifti Kübra bu tarifimi çok severek yapıyormuş.
Tarihçi Sarı Seda'nın meşhur Kremalı&Ton Balıklı Makarna salatası,ama bu sefer Kübra'nın elinden yedik..


İrmikli Tatlı
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı irmik
  • 2 paket kabartma tozu
  • Aldığı kadar un
Üzerine bulamak için İrmik

Şerbeti için:
  • 3,5 su bardağı şeker
  • 4 su bardağı su (şerbet kaynatılmayacak)


Hazırlanışı:
  1. Hamuru yapmadan 1-2 saat önce şeker ve suyu derin bir kaba koyun.Bu şerbeti ara ara kaşıkla karıştırın.Kaynatılmayacağı için bu şekilde şekerin erimesini sağlamış olursunuz.
  2. Hamur malzemerini karıştırıp yumuşak bir hamur elde edin ve ardından hamuru 20 dakika dinlendirin.
  3. Dinlenen hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp irmiğe her tarafına gelecek şekilde bulayın.İrmiğe buladığınız tatlınızı tepsiye dizin.Önceden 180 derecede ısıtılmış fırına verin.
  4. Tatlılar piştikten sonra fırından çıkarın ve şerbeti dökün.
  5. Şerbetlediğiniz tatlılarınızı arada ters yüz ederek şerbetini çekmesini sağlayın.

Bu şekerlik de Kübra'nın annesinin çeyizinden,ben çok beğendim hatta günlerdir bilgisayarımın masaüstü fotoğrafı olarak kullanıyorum.

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...