18 Mayıs 2016 Çarşamba

Çilekler bitmeden!


Evet evet çilekler bitmeden yazmalıydım.
Aslında enginarlar bitmeden yazılacaklar da var ama..
Onları da yazacağım inşallah.
Bu cheesecake'i yaparken blog için yapacağım,ölçülere daha da dikkat etmeliyim gibi detaylara girmedim.Ama sanırım cheesecake konusunda hem bir pratiğim oluştu hem de bu konuda biraz iyiyim herhal. Evet çok iddialı bir cümle kurdum farkındayım,bu işin piri olanlara sözüm yok ama yaptığım cheesecake'ler çoğunlukla iyi cümlelere gark oldu. Bu sebeple ben de bunun verdiği havayla üstteki cümleleri çalakalem yazdım.

İyi yaptığım söylenip,bize gelecekler tarafından da özel istek olduğundan sebep  her daim misafirler için yaptım. İlk kez kendimize özel ve vişne ile çileği birleştirerek hazırladım. Biliyorum üzerinde belki de daha çok çalışmam gerekebilir. Ama benim reçetelerimde  peynir ve üzerine konulanlar dışında oranlar çoğunlukla aynı olduğu için bunu eklemek istedim.

Umarım yapanlar olur ve beğenirler. Olur da beğenmeyen çıkarsa da muhakkak yazsın :-)

Birde eklemeden geçemeyeceğim. Cheesecake konusunda internette birçok tarif ve işin erbabı var. Ama püf noktalarında,tavsiyelerinde dikkate aldığım öne çıkan birkaç isme değinmeliyim.

Kitchen in red blogunun sahibi Pınar hanım ve blogların ilk dönemlerinde "yasemin mutfakta" ile aktif olup,şimdi daha çok butik pastacılıkla ön planda olan Yasemin hanıma çok ama çok teşekkürler. Sizlerin detayları çok işime yaradı.
Muhakkak başka kişilere de bakmışımdır ama ilk aklıma gelen ve sıklıkla baktığım bu isimler olduğu için zikrettim.




Çilekli & Vişneli Cheesecake

  • 1 paket Eti yulaflı (yuvarlak olan bisküvisi) + yarım paket Torku tam buğday
  • 50 gr. eritilmiş tereyağ
  • 1 kutu labne ( BİM' de satılan kerem labneden çok memnunum,onu kullandım.Eğer başka labne kullanırsanız ve 200 gr'lık olursa ondan 2 paket kullanın)
  • 1 kutu krem peynir (200 gr'lık)
  • 3 yumurta
  • 1 paket krema (Tikveşli tavsiye ederim.)
  • 1 limon suyu
  • 1 tatlı kaşığı limon kabuğu rendesi
  • 3 çorba kaşığı un
  • 1 su bardağından 2 parmak eksik tozşeker ( Yanlış hatırlamıyorsam 160-165 gr geldi ) 
Üst kısmı için:
  • Yarım kg çilek
  • 1 kase çekirdekleri çıkarılmış vişne
  • 1 tatlı kaşığı nişasta
  • 1 çay bardağı vişne kompostosu-suyu veya bunlar yoksa sadece su da ekleyebilirsiniz.
  • 2-3 tatlı kaşığı tozşeker
Yapılışı:
  1. Öncelikle muhakkak herşey oda sıcaklığında olmalı.
  2. Kelepçeli kalıbın altına pişirme kağıdını yerleştirip kelepçesini takın.Bisküvileri rondodan geçirin ve o arada tereyağını da eritin.
  3. Rondodan geçirilmiş bisküviyle tereyağını buluşturup,biraz yoğurun.Yoğurduktan sonra yağlı kağıt serili kalıbın tabanına güzelce elinizle bastırarak yerleştirin.Bu işlem bittikten sonra kalıbı buzdolabına koyun.
  4. Cam bir karıştırma kabına peynirleri koyup,şekeri de ekleyin ve düşük derecede çırpmaya başlayın.Aslında mikserin ayarı en düşük ile en yüksek arasında,yani orta seviyede olmalı.
  5. Pürüzsüz bir krema halini alınca yumurtaları teker teker koyarak yedirin. En son yumurtayı da ekleyip yedirdikten sonra limon suyu ve rendelenmiş kabuğu,unu ekleyin.
  6. Son olarak kremayı da ekleyip karıştırın. Çok fazla karıştırmadan dolabta beklettiğiniz kalıbınızı çıkartıp hazırlanan keki üzerine yavaşça dökün. Üzerine oluşacak kabarcıklar için kalıbı yüzeye hafifçe vurun.
  7. Fırınınızı önceden 170 dereceye ayarlayıp için sıcak su dolu bir kab yerleştirin.
  8. Fırın ısındığı gibi cheesecake'i fırına verin.Yaklaşık 40-50 dakika arası içinde pişecek ve pişerken de sonrasında kesinlikle kapağını açmayın.
  9. Soğuduktan sonra fırında alıp,buzdolabına kaldırın.
  10. Cheesecake muhakkak bir gece bekleyecek ve üst sosunu da ertesi gün hazırlayacaksınız.
  11. Üst sosu için vişneleri küçük bir tencereye alın.1 çay bardağı belirtilen vişne suyu ya da komposto ya da su içinde nişastayı ezip vişnelerin olduğu yere ekleyin.Şekeri de ekleyip kısık ateşte karıştırarak pişirin.
  12. Ayıklanmış,yıkanmış çilekleri istediğiniz şekilde kesip cheesecake üzerine dizin.Vişneli karışımınız da kaynamayıp katılaşınca ocaktan alın. İlk kaynarlığı gittiği gibi çileklerin üzerlerine yayarak yavaşça üzerine dökün. 
Önemli notlar:

Çilekler pişmeyecek.
Vişneli karışım eğer pişerken çok katı gelirse az az su ya da hangi şekilde sıvıyla (vişne suyu-vişne kompostosu gbi) yapılmışsa ondan eklenebilir.
Vişneli kısmı şekersiz gelir derseniz şeker oranında istediğiniz ölçüde oynayabilirsiniz.Ama bu verdiğim ölçülerle çok kıvamında bir tadı olduğunu da eklemeden geçemeyeceğim.

Şimdiden herkese afiyet olsun :-)


3 Mayıs 2016 Salı

Zeytinyağlı Favalı Enginar





Veremediğimiz sözlerin tutulduğu,yapmak isteyip de yapamadıklarımızın dağ haline geldiği şehir hayatı
bizi "biz" yapmaktan çok başkası yapıyor.
Bazı şeyleri yapamamak,yetiştirememek,yetememek aslında tamamen bizden sebep değil de çevresel etkileri de içine katıyor.

Her yeni bir yazı için blogu açtığımda aklımdan bu minvalde cümleler geçip duruyor.Bu sebeple burada çok fazla tekrara düştüğümü diyen çıkarsa,çok haklısınız diyorum :)

Ama işte "yemeği fotoğraflayamadım,ah ışık da kaçtı,bunu da çok göz kararı yaptım" gibi türlü türlü sıkıntı ve bazen bahaneye düşen cümlelerle zaman geçiyor.

Blog yazalı yaklaşık 9 sene olmuş. Her yeni yazı silkelenceğimi söylüyor içten içe ama artık bu kadar kesin bir cümle kuramıyorum ve daha yuvarlak bir ifadeyle bereketi bol olsun deyip mevzuyu burada noktalıyorum.

Enginar ve türlü otların,yeşilin tonlarının doğada raksedip pazar tezgahlarında şenlik havası yarattığı bir dönemdeyiz. Bu zamanların bereketini kaçırmayın,pişirin,taşırın,mutfağınıza o şöleni getirin ve sofralarınız şenlenip midenizle beraber ruhlarınız da doysun.

Bu anlayışa sanırım çok fazla teslim olmuş durumdayım. Her hafta enginar,bakla,türlü otlar vb gibi baharın tatlarından envai çeşit eve alıyoruz.

Ama bu sene Münevver abla sayesinde iç baklayla adabına uygun tanıştık. Geçen yıl bir kez iç bakla almıştım ama kabuklarının soyulması gerektiğini sanırım bilmiyordum ki öyle pişirmişim.Bu sebeple evde o beğenilmedi.Ama mevzuyu işin pirinden hem de bu tarifi de kazanarak öğrenince buzluğa şu an bakla yığmaktayım.

Münevver abla da kim diyen olursa; blogların şenlik havasında olduğu,masaüstü ya da diz üstü bilgisayarlarla online olunup,sosyal medyanın zayıf olduğu dönemlerde sağlam bir blog yazarıydı. Sonra blog hayatına bir dur dese de hamdolsun İnstagram üzerinden hala aktif olup makaronları,ekmekleri,güzel tavsiyeleri ve hala aktif şekilde çalışan Nane Limon blogunun arşiviyle hayatımızda.Tabi en önemlisi yol gösterici bir abla olarak her noktada tavsiyeleriyle de..
Münevver abla çok ama çok teşekkür ederim.Şu blog hayatımın en ama en güzel lütuflarından,hediyelerindensin.

Üzerine yapılan iç baklanın favasını kızarmış ekmeğe sürüp ister öyle tek yiyin,isterseniz türlü güzellerle çeşnilendirin. Misalen; Hellim kızartması veya haşlanmış yumurta.Bunlar Münevver ablanın tavsiyeleri. Ben de ceviz koydum,peynirler koyup yedim,ama inanın kaşıklayarak bile yiyeceğiniz güzellikle birşey oluyor. Bu sebeple şimdi enginarla yapsanız da,hazır şu an an pazarlarda bolca satılırken alın,ayıklayın,soyun ve kurutup buzluğa atın. Sonra arada yapıp yapıp lezzetle mutlu olun.


Zeytinyağlı Favalı Enginar



Münevver ablanın bloguna yazdığını buraya aynen aktarıyorum. Ama dileyen olursa sayfasına tıklayıp oradan da bakıp,diğer orijinal ve güzel tariflerine bakabilir.

Zeytinyağlı, taze iç baklalı enginar, Türk Mutfağı'nın özel yemeklerinden birisidir. Yemek zevkini ve mutfağını çok beğendiğim sevgili arkadaşım Ayhan, geçenlerde zeytinyağlı enginarın, bir yerde içine fava doldurularak ikram edildiğini söyledi. Enginarlar kartlaşmadan, hemen denemek istedim tahmin edeceğiniz üzere.

Önce enginarları pişirdim. Benim zeytinyağlı yemek pişirme tarzımı hatırlayanlar olacaktır. Tüm malzeme çiğden; enginarlar, zeytinyağ, tuz, şeker, limon suyu, azıcık sıcak su ile bir tencerede ağzı yağlı kağıtla kapatılmış olarak, suyunu çekinceye kadar pişirdim.

Taze iç baklaların kabuklarını soydum. Bol kuru soğan ve sarımsağı, zeytinyağda biraz çevirdim. İç baklaları ekledim. birkaç dakika sonra, tuz, şeker ve sıcak suyunu ilave edip, suyunu çekinceye kadar pişirdim. Bu süre kabuklar soyulduğu için çok kısa sürdi. Ateşten alınca dereotu ve limon suyunu ilave edip, biraz ılınmasını bekledim. Blenderdan geçirdim.

Bakla püresini, tırtıllı duy taktığım krema torbasına aktardım. Enginarların içini torbadan sıkarak doldurdum. Dereotu ile süsledim.







Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...